Araştırma-İnceleme - 22. sayfa

Türkiye'de Milli Eğitim İdeolojisi
ve Siyasal Toplumsallaşma Üzerindeki Etkisi

Eğitim, yediden yetmişyediye hepimizin bir şekilde içinde, kenarında yeraldığımız, asla dışında ve uzağında kalamadığımız önemli bir kurum. İsmail Kaplan’ın bu kapsamlı araştırmasında Türk millî eğitim sisteminin, ulus-devletin kurulduğu 1920’lerden başlayarak günümüze kadar geçirdiği evrelerin hem felsefî, hem ideolojik hem de pratik bir panoramasını çiziyor.

Halkevleri : İdeoloji ve Mimarlık

Halkevleri bir dönemin en önemli “talim-terbiye kurumu”ydu. Kurumun yegâne amacı, “halk”ın spor yaparak, eğitim görerek, sanat icra ederek, beraber eğlenmeyi, oturup kalkmayı öğrenerek Kemalist Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda medenileşmesiydi. Neşe G. Yalçınkaya, bu incelemesinde, Halkevleri’ne, hem “içerden” hem de “dışardan” bakıyor: İdeoloji ve mimarlık.

Devlet Söyleminde Kürt Sorunu

Türkiye son yirmi yıldır tarihinin en ‘ağır’ sorunlarından birini yaşıyor: “Kürt sorunu”... Mesut Yeğen, devletin bu sorun karşısında uyguladığı kısaca “red ve/veya inkâr” olarak özetlenebilecek politikasını incelediği çalışmasında, bu politikanın basit bir ‘kandırmaca’ olmadığına dikkat çekiyor: “Devlet Kürt Sorunu’nu (irtica, aşiret direnci, eşkıyalık, ecnebi kışkırtması ya da bölgesel geri kalmışlık’ meselesi olarak çarpıtmıyor, bizzat böyle algılıyor...”

Para İle Akraba
Kentsel Türkiye'de Kadın Emeği

Para ile Akraba, Amerikalı doçent Jenny B. White’in Türkiye’de yaptığı bir “alan çalışması”nın eseri. Türkiye’de örneklerine sıkça rastlamadığımız bu çalışma, İstanbul’un gecekondu mahallelerindeki ucuz ve feda edilebilir kadın emeği ile bu emeğin yarattığı küçük çaplı üretimi ve de ortaya çıkardığı sosyal ve ekonomik ilişkileri inceliyor.

Şâir Nigâr Hanım

Şâir Nigâr binti Osman. Yani, Osman kızı Nigâr. Tanzimat sonrası edebiyatımızın “ilk kadın şâiri” unvanına sahip Nigâr Hanım’ın çoğu zaman hüzünle gölgelenen parıltılı hayatı, eserleri ve edebi kişiliği... Yedi dil bilen şâir Nigâr Hanım, eğitimi ve engin kültürü, öncülerinden biri olduğu “Batılı Türk kadını” imajı ile Avrupa’da da bir hayli ünlüydü.

Ayvalık ve Venezis
Yunan Edebiyatında Türk İmajı

Herkül Millas, bu kitabıyla bir ilke imza atıyor. Bugüne kadar, her iki yakada yaşayanlar birbirleri hakkında siyasetçileri aracılığıyla ağızlarına geleni söyledi. Ama, bu gündelik politik ihtiyaçlara cevap veren karşılıklı bir “lâf atma” kültürüydü. Millas, Ayvalık ve Venezis’le ilk kez, Ege’nin karşı yakasında yazılan edebiyat metinlerinde Türk “imajı"nın ne olduğunu ortaya çıkarıyor.

Türkiye'de Arabesk Olayı

Daha ilk bakışta iştah kabartan kitaplardan değil, Türkiye’de Arabesk Olayı. Konu, çok işlenmiş, tartışıla tartışıla neredeyse bıkkınlık getirmiş bir konu. Üstelik, yerel kültürle böylesine “köklü” alışveriş içinde bulunan bu konuda kalem oynatan da bir İngiliz, Martin Stokes. Ancak, deyimi mazur görün, kazın ayağı hiç de öyle değil.

Türkiye'de Siyasal Partiler Cilt 1
İkinci Meşrutiyet Dönemi

Tarık Zafer’in biliminin ana özelliği “inkılâp tarihi”mizin bu romantik yapısını serinkanlılıkla sorgulaması. Türk toplumsal bilimlerine, siyasetine, tarihine yaptığı en büyük katkı bu kısır döngüyü aşması. Araştırıcı bir kimlikle düne eğilmesi ve uluslaşmayı, ulus-devleti insancıl, hümanist bir açıdan çözümlemesi...

Milliyetçiliğe Bakmak

Ernest Gellner’in Türkçe çevirisi de yayımlanmış olan kuramsal klasiği Uluslar ve Ulusçuluk’un, bir anlamda, pratik-güncel tamamlayıcısı Milliyetçiliğe Bakmak. Gellner, bu kitapta, uluslararası düzenden etnisite’ye, Marksizm’den evrensel’e birçok kavramı; List’ten Malinowski’ye, Heidegger’den Havel’e, Edward Said’e birçok düşünce ve siyaset adamını; Polonya’dan Çekoslovakya’ya, İrlanda’ya birçok yerel örneği milliyetçilik bağlamında değerlendiriyor.

Türkiye'de Demokrasiye Geçişte Basın (1945-1950)

Cumhuriyet tarihinin kritik dönemeçlerinden biri: İkinci Dünya Savaşı sona ermiş; Türkiye, tam anlamıyla demokrasiye doğru değilse de çokpartili hayata doğru zorunlu sayılabilecek bir dümen kırma sürecine girmiş, Demokrat Parti kurulmuş... Önce 1946 seçimleri yapılacak, ardından 1950 seçimleri gelecek ve bu ilginç, sancılı, renkli dönemde basın çok-işlevli bir rol üstlenecek.

Osmanlı İmparatorluğu'nda
Alman Nüfuzu

İlber Ortaylı, yarı-sömürgecilik sisteminin ilk mimarı olarak nitelendirdiği Almanya’nın, 20. yüzyılın başında, çöküş süreciyle dağılma süreci arasında bir yerlerde seyreden Osmanlı İmparatorluğu’yla kurduğu ilişkileri, yarattığı nüfuz alanını, tarihin yeterince ele alınmamış konuları arasında sayıyor.

Türkiye'de Folklor ve Miliyetçilik

Türkiye’de Folklor ve Milliyetçilik, son dönem Osmanlı aydınlarından Cumhuriyet dönemine devredilen ve bugüne kadar devam eden bir arayışı anlatıyor.

İmparatorluktan Ulus-Devlete Türk Milliyetçiliği:
Türk Ocakları (1912-1931)

Türk Ocakları’nın, 1912’deki kuruluşundan 1931’deki kapatılışına kadar, değişen Türkçülük ve milliyetçilik anlayışlarına paralel olarak yaşadığı serüveni tüm ayrıntılarıyla kavrayan bir araştırma.

Ortadoğu'da Sivil Toplumun Sorunları

Ortadoğu, hele Batılı bakış açısından, "sivil toplum" kavramına zıt çağrışımlarla algılanıyor: vesayetçi devlet yapıları, toplumu "devlet ve millet"le özdeşleştirip özerk sivil inisiyatifleri boğan resmî-millî ideolojiler... Heidi Wedel ve Ferhad İbrahim'in Batılı ve Ortadoğulu araştırmacıların yazılarından derledikleri bu kitapta, Ortadoğu'da sivil toplum potansiyeline başka bir açıdan bakılıyor.

Şeytan Kumaşı
Çizgilerin ve Çizgili Kumaşın Tarihçesi

Çizgilerin ve çizgili kumaşın tarihi üzerine “çizgi dışı” bir kitap. Ortaçağ Hıristiyan kültüründe dışlanmış insanları simgeleyen çizgi ve çizgili kumaş, tarih boyunca kah düşmanları işaret etti, kah mahkumların üniformalarında alan buldu. Şeytan’la özdeşleştirildiği dönemler de yaşadı; iyi’nin, temiz’in, moda’nın yansıması olarak da görüldü.

Arap Halkları Tarihi

Modern Arap tarihinin ve düşüncesinin öndegelen uzmanı Hourani’den bir kaynak eser: Arap halklarının çağlar boyu hikayesi üzerinden Ortadoğu tarihi... Yalnızca Fırat-Dicle’nin güneyini değil Kuzey Afrika’yı da kapsayarak, yalnızca Emevi halifelerini değil Bağdat’ın şehir tarihini de anlatarak, yalnızca din savaşlarına değil sınıf oluşumlarına da yer ayırarak, yalnızca Nasır'ın konuşmalarına değil Ümmü Gülsüm'ün şarkılarına da kulak vererek...

Şinasi

Şiirde halka yönelmeyi hedeflemiş; hak, hukuk, adalet, medeniyet gibi kavramları şiirle buluşturmayı denemiş, ülkesinde bağımsız gazeteciliğin öncüsü olmuş, ilk yerli tiyatro oyununa imza atmış gerçek bir yenilikçi üzerine, İbrahim Şinasi üzerine kapsamlı bir inceleme.

Anadolu Ağıtları

Ahmet Şükrü Esen, Türk halk edebiyatının ilk ve en önemli araştırmacılarından biridir. 30 yıl boyunca Anadolu'yu karış karış dolaştı, gereğinde sadece bir ağıtın izini sürmek için hapisanelere girip tutuklularla görüşerek, bilgiler, belgeler ve metinler derledi. Elinizdeki kitap bu metinlerden oluşuyor. Ağıtların kimi, belirli ozanların eseri; yaratıcılarını bilmiyoruz.

Batı'da Bir Nakşi Cemaati
Şeyh Nâzım Kıbrısî Örneği

Nakşibendîlik, nüfuz ve nüfus açısından, İslam tarikatları içinde önemli bir yere sahip; Şeyh Nazım Kıbrısî cemaatinin Londra’daki kolu da Nakşî cemaatleri içinde özel bir yere sahip. Tayfun Atay’ın antropolojik incelemesi bu ilginç vak’ayı, bir Batı metropolünde yerleşik özgül bir İslamî cemaati konu ediniyor; genişledikçe bölünen ve ayrışan çağdaş İslam dünyasından tartışmaya değer bir kesit sunuyor.

Kalkınma İktisadı
Yükselişi ve Gerilemesi

Kalkınma İktisadı, 1940'lardan 80'lere kadar sadece iktisatçıların değil, "dünya meseleleri" üzerine düşünen hemen herkesin ilgi odağıydı. Özellikle "azgelişmiş" ülkelerde, yani Üçüncü Dünya'da 21. yüzyıla yaklaşırken bu konu kenara itilmiş görünüyor. Oysa Üçüncü Dünyalıların sorunları derinleşerek sürüyor. Dünya nüfusunun yüzde 75'ini oluşturan bu ülkelerin gelişme sorunlarını dert eden iktisatçıların da nesli tükenmiş değil, neyse ki...

Ali Şükrü Bey'in Tan Gazetesi

Araş­tır­ma­cı­la­rın ol­du­ğu ka­dar, ya­kın ta­ri­hi­mi­ze il gi du­yan her­ke­sin “bir şey­ler” bu­la­bi­le­ce­ği, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti’nin ku­ru­luş gün­le­ri­nin da­ha iyi an­la­şıl­ma­sı­na kat kı­da bu­lu­nan önem­li bir kay­nak.

Türkiye'de Çizgi Roman

Çizgi romanın sanatsal varlığı artık yüz yılı aşmış bir tarihe sahip. Çoğu Batı ülkesinde çizgi romanın sanat olarak kendine özgülüğü tartışılmıyor bile, ama ülkemizde bu sanat kolu ucuz, okunup atılan, “yoz” ürünlerin kaynağı, az okumanın göstergelerinden biri sayılıyor.

Devlet, Sistem ve Kimlik
Uluslararası İlişkilerde Temel Yaklaşımlar

Soğuk Savaş döneminin sona ermesi, klasik anlamıyla uluslararası ilişkileri altüst ederken, uluslararası ilişkiler kavramı üzerine de yeni tartışmalar başlattı. Devlet, Sistem ve Kimlik sözkonusu tartışmalara katkı niteliğindeki çalışmalardan oluşan önemli ve "yeni" bir derleme. Atila Eralp, İhsan Dağı, Fuat Keyman, Necati Polat, Oktay Tanrısever, Faruk Yalvaç ve Nuri Yurdusev'in makaleleriyle...

Türkiye'de Tarihin Saptırılması Sürecinde
Türk Sufîliğine Bakışlar

Heterodoks Halk İslâmı’nın farklı kültürleri bağdaştırıcı özelliğini, tasavvufî-mistik karakterinin baskınlığını ve mehdîci niteliğini sergileyen Ahmet Yaşar Ocak, Türk İslâmı’nın dört önemli kişiliğini özellikle ele alıyor: Ahmed-i Yesevî, Mevlâna Celâleddin-î Rumî, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Velî.