Şubat 2014 Tarihinde Tekrar Baskılar - 2. sayfa

Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş

Eski Yunan ve Roma dünyası; siyaset, hukuk, askerlik, mimarlık, sanat, düşünce ve tarih yazıcılığı alanlarında günümüz Batı uygarlığı üzerinde çok önemli etkiler bırakmıştır. Batı dünyası –Girit’teki Minos uygarlığı ve Yunanistan’daki Miken uygarlığını da kapsayacak şekilde– Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının bıraktığı miras üzerine kurulmuştur. Bu kitapta yaklaşık 3500 yıllık bir dönemin tarihi ele alınmaktadır.

Sonsuzluğa Nokta

Sonsuzluğa Nokta, merhametsiz zamanı, uyumsuzları, kayıpları, geçip gidenleri, unutulmayanı, uçurumu, elleri, bıyıkları, tuhaf belirsizlikleri, küfürbazları, kısılıp kalmayı anlatıyor.

Kurgulanmış Benlikler
Otobiyografi, Kadın, Cumhuriyet

Nazan Aksoy Kurgulanmış Benlikler’de yakın tarihimizi, o döneme tanıklık eden kadınların dilinden, onların otobiyografilerinden okuyor. Özellikle son yıllarda yayımlanan kadın otobiyografilerinin de genel olarak odak noktası modernleşme ve özel olarak Cumhuriyet tarihidir.

Yan Yollar
Düşünce, Bilgi, Sanat

Türkiye’de sosyal bilimlerin usta hocalarından Hasan Ünal Nalbantoğlu, sosyal teorinin sapaklı yollarının bilgisinden öte, asıl, eleştirel düşünce tutkusunu ve özenini öğretir. Onun metinlerindeki ince kavram ve dil işçiliği, düşüncenin araçsallaştırılmasına ve yüzeyselleşmeye karşı bir uyarıdır.

Kafsinkaf

Türkiye’nin görkemli semt kulüplerinden biri, Karşıyaka. Ama kendi başına bir şehir, bir vilayet olma iddiasında bir semt bu: Kendisine İzmir’den ayrı bir plaka numarası biçen (otuz beş buçuk)... İzmir içre İzmir’den ırak, ”post-İzmirli” bir yer...Aynı zamanda Türkiye’nin en eski, köklü kulüplerinden biri, Karşıyaka Spor Kulübü (KSK). Osmanlıca kısaltması adı kadar meşhur: Kafsinkaf.

Lili ve Yedi Çocuğu: Hiç Uykum Gelmedi! - Ali

Ali uyumayı hiç sevmez, uyumamak için sürekli bahaneler üretir. Uyuyarak eğlenceyi kaçırmak istemez ama gece herkes uyumaya başlayınca sıkıntıdan patlar. Belki azıcık gözlerini kapatırsa… "Büyümeye" dair "büyük" sorunlari işleyen renkli ve eğlenceli bir çocuk dizisi.

Lili ve Yedi Çocuğu: Dondurma Yok Mu? - Peli

Peli dondurmayı çok sever, sürekli dondurma yemek ister. Annesi de sürekli onun sevebileceği tarifler yaratmaya çalışır, ama Peli hiçbirini beğenmez. Sonunda aç duramayacağını anlayınca, mutfakta keşfe çıkar… "Büyümeye" dair "büyük" sorunlari işleyen renkli ve eğlenceli bir çocuk dizisi.

Ankara

Millî Mücadele yıllarında hiçbir çıkar gözetmeksizin yurtları için çalışan bazı subayların ve politikacıların zaferden sonra “sermaye çevreleriyle ilişkileri” ya da “arsa spekülasyonu”, “taahhüt işi” gibi girişimlerle zenginleşmeleri, “inkılap”a boş vermeleri. Romanın kadın kahramanı Selma’nın yaşamı izlenerek Millî Mücadele inancının ateşli dönemleri ve sonrası anlatılıyor.

Zor Bir Ailede Büyümek
Geçmişi Onarmanın ve Hayatını Geri Kazanmanın Yolları

Her birimiz küçükken anne-babalarımızın içimize ektiği zihinsel ve duygusal tohumlarla büyüyoruz. Kimi ailelerde bu tohumlar sevgi, saygı ve bağımsızlık kaynağı olurken, ne yazık ki birçok ailede tohumların arasında korku, yaptırım ve suçluluk duyguları da bulunuyor.

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...

“Abim Atatürk’ü çok severdi, bense Allah’ı. Babam, annemi ve Galatasaray’ı severdi, annem de Ringo’yu. Babam yorgun bir adamdı. Gündüz vardiyasındayken her gün, çalıştığı taşocağında sanki onca kayayı sırtına vurup ordan oraya sürüklemiş gibi, kalan son canıyla eve gelir, çoğunlukla da tek kanallı televizyonun bitmek bilmeyen ana haber bülteni sona ermeden uyuyakalırdı, akvaryumun karşısındaki ikili koltukta.”

İlkel Asiler
19. ve 20. Yüzyıllarda Toplumsal Hareketin Arkaik Biçimleri Üzerine İncelemeler

Eric J. Hobsbawm’ın klasikleşmiş eseri İlkel Asiler, köylü isyanlarından binyılcı hareketlere, mafia’ya, İspanyol anarşizminin isyancılığı ile köylü tasavvurlarına, İtalyan fasci’leri ile komünist hareketin ilişkisine, şehirlerde güruhların ayaklanmalarına ve 20. yüzyılın komünist işçi kalkışmalarına bakarak isyanın, eşkıyalığın tarihini ele alıyor.

Dersim'in Kayıp Kızları
“Tertelê Çêneku”

Nezahat ve Kazım Gündoğan, yıllarca uğraşarak, sebatla, Dersim’in bu kayıp kızlarının izini sürdüler. Kendileriyle, yakınlarıyla konuştular. Bu kitapta, yüzü aşkın ‘vaka’ yer alıyor: Ailesinden, kökünden koparılmış insanların çile dolu hikâyelerinden parçalar… Annelerin çocuklarından, hatta bazen kendilerinden sakladıkları sırların hikâyeleri…

Miguel

Miguel evsizlere, yalnızlara, ailesinden uzak olanlara, yani kısaca “herkes kadar şanslı olmayanlar”a odaklanıyor. Yazar Alfredo Gómez Cerdá, okuru başkalarını anlamaya ve hayatı onların gözünden görmeye çağırıyor.

Direnmenin Estetiği

Almanya’da politik tiyatronun bir altbaşlığı olarak alınabilecek “belgesel tiyatro”nun öncülerinden ve teorisyenlerinden biri olan Peter Weiss, Direnmenin Estetiği’nde, 1937-1944 yılları arasındaki anti-faşist direnişi ve bu direnişin içinde yer alan gerçek kişilerin öykülerini/yaşantılarını merkez alarak, isimsiz bir Ben Anlatıcı’nın (sınıf bilincine sahip aydın bir işçinin) bakış açısıyla, tarihi, Antik Yunan’dan bu yana sanat ve siyaset düzlemlerinde yeniden kuruyor.

1970'lerde Türkiye Solu

Vehbi Ersan, bu kitapta ele aldığı parti, örgüt ve hareketlerin 1980 sonrası yaşadıkları değişim, dönüşüm ve yeniden partileşme süreçlerine değinerek, Türkiye’de solun tarihinin daha geniş bir perspektiften ele alınmasını sağlıyor.

Müslüman Milliyetçiliği ve Yeni Türkler

Türkiye tarihinde İslam ve millet kavramlarının ilişkisini ele alan Jenny White, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal kutuplaşmasının ekseni olan korkunun iki anahtar simgesi olarak nitelediği misyonerliği ve başörtüsünü inceliyor. Türk kimliğinin yeniden üretilmesinde sınırların ve saflığın rolünü değerlendirirken, “düşman” tanımlarına karşılık nüfusu “aynı”laştırma çabasının, sınırların ihlali korkusunu ve tabuları nasıl canlı tuttuğunu gösteriyor.

Zehirlenen Çocukluk
Modern Dünyanın Çocuklar Üzerindeki Zararlı Etkileri

20.yüzyılın ikinci yarısından beri içinde yaşadığımız modern dünya, bir yandan hayatlarımızı hiç olmadığı kadar renklendirip kolaylaştırırken diğer yandan inanılmaz derecede hızlanan temposuyla bizi strese sokuyor. Yetişkinler olarak yaşadığımız toplumsal değişimin farkında olsak ve dizginleri tamamen elimizden bırakmamaya çalışsak da, korumayı unuttuğumuz bir şey var: çocuklar.

Edebiyat Kuramları ve Eleştiri

Bu kitapla Berna Moran’ın “Bütün Eserleri” bu kitabıyla tamamlanıyor. Alanında klasik sayılan Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, ülkemizde edebiyat eleştirisi alanında yaşanan kısırlığa bir cevap niteliği taşıyor. 1973 TDK Bilim Ödülü’nü kazanan bu temel eser edebiyat kuramlarını ve eleştiri yöntemlerini sistematik bir şekilde incelerken Türk edebiyatından verdiği örneklerle zenginleşiyor.

Kitab-ül Hiyel

Okuyanın okumayanlara kolay anlatamayacağı ama insanın birileriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan, Kitab-ül Hiyel.

Korkuyu Beklerken

Oğuz Atay’ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okuru alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmaz. Kitaba adını veren hikayenin korkuyu beklerken kendini evine hapseden kahramanı, Atay’ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından.

Tatlı Rüyalar

Türk bir anne ile Fransız bir babadan olma Hector Berlioz –kendisi Türkiye’de yaşayan bir Fransız Türk’üdür- sıradan bir pazar sabahı kahvaltı ederken bir ilan okur ve “hayatı değişir”... “Hayatımı satıyorum! 25 yaşında, iyi eğitimli, iki yabancı dil bilen sağlıklı genç, geri kalanını temin edebilmek amacıyla hayatının bir bölümünü satıyor. İlgilenenler aşağıdaki telefon numarasına başvurarak randevu alabilirler.”

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2
Sabahattin Ali'den Yusuf Atılgan'a

İncelemesinin 2. cildinde 1950-75 döneminin onbeş eserini ele alan Moran, bu dönemde düzen eleştirisi sorunsalının merkeze oturduğunu tespit ediyor. Bu etkenin geleneksel halk edebiyatına dönüşle ilişkisi ve Anadolu romanının özelliklerinin bu süreç içinde belirlenişi üzerinde duruyor. Berna Moran, Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ı ile Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli'ni özel olarak ele alıp inceliyor.

Yaban

Millî Mücadele sırasında Orta Anadolu’da bir köy. Tanzimat aydınının sosyo-psikolojik özelliklerinin uzantılarını taşıyan Ahmet Celal. Kendini kurtarıcı olarak gören, halkı eğitmeyi (ya da adam etmeyi) görev edinmiş, kafasında yarattığı gerçekle yaşanan gerçeğin çatışması sonucu “yaban”laşan tipik aydın.

Zoraki Diplomat

Türk toplumunun son yüzyılda geçirdiği tarihî aşamaları yaşayan, siyasî dönüşümlerin yakın tanığı, yeni devletin oluşumuna katılmış bir yazarın gözlem ve izlenimleri. İstemeden diplomat yapılan ve diplomatlığı isteksizce sürdüren Yakup Kadri’nin 1934’de Tiran’da başlayıp 1954’de Bern’de noktalanan elçilik günleri.