Romanlarında toplumun dayatmalarını tanımayan ve sırrı çözülemeyen Amerikalı kadın figürünü yakından inceleyen Henry James, bu konuyu ilk defa 1878 tarihli Daisy Miller’da eşsiz bir incelikle resmetmiştir. Ailesiyle birlikte Avrupa’da seyahat eden Daisy Miller, etrafındakileri hayrete düşürmektedir. Frederick Winterbourne onu çözmekte herkesten çok zorlanır: Bu genç kız görgüden habersiz midir, yoksa bilerek mi bu kuralları altüst etmektedir?
Cenevre Gölü’nden Roma’nın sokaklarına uzanan hikâye, bir gece yarısı Kolezyum’da doruğa ulaşır: İtalyan bir gençle yakınlık kuran Daisy, kendisini ödemekten kaçtığı bedellerce kıstırılmış bulacaktır. James’in edebiyat çevrelerinde adını duyurmasını sağlayan bu kısa romanı, genç kızlara kötü örnek olduğu gerekçesiyle çok da eleştirilmiştir.
“Öyle ince bir zekâya sahipti ki, onu hiçbir fikrin bozması mümkün değildi. James romanlarını yazarken, kendi görüşünü kaleme alan değme Fransız eleştirmene benzer; bir başka parazit fikrin esamisi bile okunmaz.”
T.S. ELIOT
Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın.
Henry James
1843'te New York'ta doğdu. Babası dönemin önde gelen dinbilimci ve filozoflarındandı; ağabeyi William da tanınmış bir filozoftu. New York'ta başladığı eğitimine Londra, Paris ve Cenevre'de devam etti. 1862'de Harvard'da Hukuk Fakültesi'ne girdi. 1865'ten itibaren dergi ve gazetelerde kısa hikayeler yazmaya başladı. 1875'te bir seneliğine Paris'e taşındı, burada Flaubert, Turgenyev ve dönemin ünlü yazarlarıyla tanıştı. Ertesi yıl Londra'ya geçti, 1915'te İngiliz vatandaşı oldu ve 1916'da öldü. Kısa hikayeler, oyunlar, eleştiriler, seyahat kitapları ve özyaşam öyküsü dışında yirmi roman yazdı.