Politika/Siyaset - 25. sayfa

Son Sömürge: Kadınlar

Kapitalizm, yalnızca emeğin sömürülmesi üzerine bina edilmemiştir; emeğin niteliğini değiştirmiş, onu kendisine tâbi kılmış, bu tâbiyet ilişkisini hoyrat bir biçimde sürekli yeniden biçimlendirmiştir de. Sadece kadın emeğinin değil, doğanın da erkek bir akıl tarafından dönüştürülmesiyle belirlenmiş bir biçimleniştir bu...Son Sömürge: Kadınlar, kapitalizmin proletaryayı nasıl yeni bir kimliğe dönüştürdüğünün de çarpıcı bir betimlemesini sunuyor; Üçüncü Dünya kadınlarının yalnızca dünya ekonomisine entegre edilmiş pasif mağdurlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda direnişin gayet yaratıcı biçimlerini nasıl geliştirdiğini de gösteriyor.

Çarklardaki Kum: Vicdani Red

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir tabu olan “savaşa katılmanın reddedilmesi”, aslında insanlık tarihinde savaşın kendisi kadar eski bir olaydır. Savaşa ve militarizme karşı duruşun en radikal ve kapsamlı ifadesi ise Vicdani Red’dir. Elinizdeki kitap, vicdani reddin felsefi-politik temellerini, uluslararası deneyimlerini ve hukuki boyutlarını ortaya koyuyor.

Cumhuriyetin Büluğ Çağı

Türkiye’nin çokpartili hayata adım attığı 1945-1950 döneminde “açılıp saçılan”, sadece politika değildi. Cumhuriyetin kuruluş sürecinin, Tek Parti döneminin ve İkinci Dünya Savaşı’nın endişeli günlerinin biriktirdiği basınç azaldı, gündelik hayatta, toplumsal ilişkilerde bir canlanma yaşandı. Dünya biraz daha yakına geldi, “mevzular” çeşitlendi, popüler kültür olanca cazibesiyle serpilmeye başladı.

21. Yüzyılda Din Sorunu

20. yüzyılın sonlarından bu yana dünya jeopolitiğine nüfuz eden “dinin geri dönüşü”nün, postmodern dünyanın altüst oluşlarını anlamada başlıca anahtar haline geleceği konuşuluyor. Georges Corm, bu uyarıcı ve bilgi yüklü kitabında işte bu amentüyü sorguluyor.

Sosyolojinin İlkeleri

Henri Mendras, kökenleri Eski Yunan kültürüne kadar götürülse de, aslında 18. ve 19. yüzyıl felsefesinden doğan sosyolojinin günümüzdeki önemli düşünürlerinden biri. Sosyolojiye giriş niteliği taşıyan bu kitap, temel sosyolojik kavramları akıcı ve basit bir dille anlatmasının yanı sıra, sosyolojiye yön veren Durkheim, Weber, Marx gibi önemli düşünürlerin temel kuramlarını, öğrencileri düşünerek kolay anlaşılır bir üslûp ve akılcılıkla ele alıyor.

‘Ermeni Meselesi Hallolunmuştur’
Osmanlı Belgelerine Göre Savaş Yıllarında Ermenilere Yönelik Politikalar

İttihat ve Terakki, Balkan Savaşları ertesinde içine düşülen ve adım adım bütün ülkeye yayılan köşeye sıkışmış olma duygusuna, Anadolu topraklarının, gayrimüslim unsurlardan arındırılarak Türkleştirilmesi ile cevap verdi. Sadece iktisadi hayatın değil, sosyal ilişkilerin ve giderek ülkenin etnik bileşiminin de “homojenleştirilmesi” anlayışı, sistemli bir politika olarak hayata geçirildi.

Batı'yı Anlamak
Zihniyet Değişim ve Kriz

İnsanlığı bir yerden bir yere taşıyan modernizmin, bir zihniyet analizine konu edildiğinde ne tür bir algılamaya denk düştüğü üzerine etraflı ve sistemli bir düşünme faaliyetinde bulunan Etyen Mahçupyan, zaman içinde kendi başına adeta sarsılmaz bir değer haline gelen “zihnî kalıpların” kökenlerini ele alıyor.

Hegemonya ve Sosyalist Strateji
Radikal Demokratik Bir Politikaya Doğru

İlk kez 1985’te yayımlanan Hegemonya ve Sosyalist Strateji, sosyalist düşün dünyasındaki güncel açılımların merkezinde yer alan eserlerden biri. 2001 tarihli ikinci baskıya yazdıkları yeni önsözde Laclau ve Mouffe, 1980’lerden 2000’lere uzanan değişimler silsilesini incelerken, sosyalizmin bitmek bilmez krizlerinin tarihsel izini sürüyor.

Meydan Okuyan Sol
Bolivar’ın Rüyası ve Güney Amerika

Güney Amerika gerçekten sola doğru kayıyor mu? 1998 yılında Chavez’in Venezuella’da kazandığı zaferden bu yana seçimlerde, birbirinin aynısı olmasa da, düzenli olarak sol ya da merkez-sol yönetimler iktidara geldi: Brezilya’da Lula, Arjantin’de Nestor Kirchner, Uruguay’da Frente Amplio, Bolivya’da Evo Morales, Ekvador’da Rafael Correa... Michelle Bachelet ve diğer Şilili sosyalistlerin devam eden başarısı da bu diziye eklenebilir.

Darbe
Hawaii'den Irak'a Amerika'nın Rejim Değişiklikleri Yüzyılı

“Rejim değişikliği” George W. Bush’la başlamadı. Yüz yılı aşkın bir süredir Amerikan dış politikasının ayrılmaz parçası oldu. Hawaii monarşisinin 1893’te alaşağı edilmesinin ardından, tüm 20. yüzyıl boyunca devam edip günümüze kadar geldi. Amerika Birleşik Devletleri, kendi politik ve ekonomik hedeflerine engel olan hükümetleri hiç tereddüt etmeden devirdi.

Tebaadan Vatandaşa
Kıbrıs'ta Modernite ve Milliyetçilik

Kıbrıs genellikle bir adanın taşıyabileceğinden daha büyük siyasal yüklerin ve çatışmaların ortasında kalmıştır. Bu noktada öne çıkan adanın kendisi değil, ada üzerindeki iki halkın asıl temsilcileri sayılan iki ulus-devlet ve onların uluslararası muhataplarıdır. Rebecca Bryant, Tebaadan Vatandaşa’da bu algı düzeyinin ötesine geçiyor. Adanın tarihini antropolojik bir gözle yalnızca ada üzerindeki iki cemaatin tarihiyle okumayı öğreniyor.

Umut İlkesi - Cilt 1

“Onun felsefî girişimi, irrasyonel görünen şeylerin mantığına derin bir bakış atmamızı sağlıyor. İnsan kalbinin okyanusunda usta bir kaptan gibi yol alırken, insanın özlemlerine derin bir anlayışla eğiliyor. Sanatçıya mahsus yetilerdir bunlar. Zaten Ernst Bloch da bir sanatçıdır; büyük bir yazarın psikolojik görüşüne sahiptir.

Türkiye'den Avrupa'ya
Alevi Hareketinin Siyasallaşması

Türkiye nüfusunun yüzde 10 ilâ 30’unu heterodoks İslâm inancı teşkil ediyor. Aleviler bu heterodoks nüfusun önemli bir bölümünü oluşturuyor. Yalnızca dinsel inanç alanını değil, siyasal alandaki yönelim ve farklılaşmaları da belirleyen bir dinsel cemaat olarak Alevi nüfusun kendi dinamiklerini anlamak önem arzediyor. Alevilerin varlığı bir yandan laiklik ve Türk ulusal kimliği gibi meseleleri yeniden düşünmeyi gerektirirken, diğer yandan Alevilerin bu süreçte kendi siyasallaşma süreçlerini nasıl gördükleri ve nasıl anlamlandırdıkları da önem kazanıyor.

Sosyalizmi Yeniden Düşünmek: 2
Sosyalizmde Devrim

Bu ikinci ciltte işlenen konuların büyük bir kısmını, kabaca tamamını, Ömer Laçiner Birikim’in 1975-80 arasındaki birinci yayın hayatında ele almaya başlamıştı. Bu nedenle, aralarında zaman zaman onbeş hatta yirmi yıllık zaman farkları olmasına rağmen, bu iki ciltte yer alan yazılarda süreklilik ön plana çıkıyor.

Sosyalizmi Yeniden Düşünmek: 1
Sosyalizmin Bunalımı: Ne Yapmalıydık?

Uluslararası sosyalist hareket 1970’ler boyunca ağır bir bunalım döneminden geçti. Sovyetler Birliği - Çin arasındaki kutuplaşmalar Vietnam’da olduğu gibi çatışmalara vardı; Afganistan’da olduğu gibi askerî darbe yoluyla “sosyalist devrim”ler yapıldı! Bu “sosyalist” ülkelerde ciddi halk muhalefetleri ortaya çıktı... Tüm bunlara rağmen hâkim “geleneksel sosyalizm” düşüncesini savunanlar, her şey yolundaymış gibi yollarına devam ettiler.

Geçmişle Hesaplaşma
Unutma Kültüründen Hatırlama Kültürüne

“Her insanın ve her toplumun bir geçmişi vardır; bunun yanında bir de geçmişle bir ilişkisi. Bireyler ve toplumlar ya geçmişlerini hesaba katarak onunla ilişkilerini karşılıklı etkileşim içinde kendileri biçimlendirirler ya da geçmiş kendisi harekete geçer, takip eder, bugünü işgal etmeye çalışır. Geçmişi görmezden gelme tutumunda diretildikçe, geçmişin bugün üzerindeki etkisi artar; bir süre sonra bugün, korkulan ve kaçılan geçmişin bir ürünü haline gelir.

Avrupa'da ve Türkiye'de Sağlık Politikaları

Sağlık hizmetleri, devletin vatandaşlarına karşı taşıdığı sorumlulukların daima başında gelir. Ama bu hizmetler, nüfusun kaçta kaçını kapsar, kimleri ‘görmezden gelir’? Gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde, sağlık bir vatandaşlık hakkına dönüşürken, dünyanın öteki bölgeleri de bu reform “rüzgârlarına” kapılıyorlar. IMF ile Dünya Bankası’nın da desteklediği bu insanî tutumun gerçek nedeniyse, insanları küresel piyasa oyununda tutmak.

Bir Temel Hak Olarak
Vatandaşlık Gelirine Doğru

“Çalışmayana ekmek yok”... sorgusuz sualsiz kabul edilecek bir gündelik hikmet gibi geliyor kulağa. Kapitalist sistemin zihinlerde “doğallaştırdığı” bir kabul... Oysa biliyoruz ki, çalışacak iş bulabilmek, tercihe bağlı değil; dolayısıyla çalışmamanın “tembellik” ya da “asalaklıkla” hiç ilgisi olmayan nedenleri var. Ayrıca, çalışamayacak durumda olanların da varlığı malûm.

Anti-Komünizmden Küreselleşme Karşıtlığına
Milliyetçi Muhafazakâr Entelijansiya

Türkiye’nin modernleşme sürecini, çatışmacı projelere sahip toplumsal kesimlerin “farklılıklarını” öne çıkararak okumak son derece yaygın bir eğilimdir. Bu çatışmanın ana ekseni müphem bir çağdaşlık vurgusuna dayandırılan “modernlik” ve onun karşısında konumlanan “değişmez gelenek” olarak belirir. Muhafazakârlık ve milliyetçiliğin diğer siyasal ideolojilerle kesişmeleri, onlarla hemhâl olmaları bu analizlerde ihmal edilir.

Mete Tunçay'a Armağan

Mete Tunçay, hem son derece titiz ve üretken bir araştırıcı olarak hem ufuk açan, tecessüsleri tahrik eden bir “öğretmen” olarak, Türkiye’nin sosyal bilimler ortamında derin izler bırakmış, bırakmaya devam eden istisnâî bir entelektüel. Elinizdeki derleme, Mete Tunçay’ın temel ilgi ve çalışma alanlarını gözeterek hazırlandı. Kitap, onun araştırma, derleme ve çevirileriyle katkıda bulunduğu üç alana ilişkin özgün makalelerden oluşuyor.

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 8 / Sol (Ciltli)

Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce, Cumhuriyet Türkiyesi’ndeki belli başlı düşünce akımlarının, siyasal açılımları ve etkilerini esas alarak, analitik bir değerlendirmesini hedefliyor. Her cildin bağımsız bir kitap kimliği de taşıdığı bu dokuz ciltlik edisyonda, düşünsel yönelimler, tartışmalar/polemikler, ideolojik söylemler, üzerinde odaklaşılan izlekler, ayrıca bunların düşünsel esin kaynakları, dönemler ve akımlar boyunca etkisini hissettiren güçlü zihniyet kalıpları mercek altına alınıyor.

1917
Öncesi ve Sonrası

E. H. Carr, Bolşevik Devrimi’nin en geniş kapsamlı, gayrıresmî tarihini gözalabildiğine bir zenginlikle yazıya geçirmiş, süreci bir tarihçinin ciddiyeti ile ele almıştır.

Anarşizm

Bireysel iradenin özerkliğini savunan ve bireysel özgürlüğü kısıtlayan her türden otoriteyi yadsıyan anarşist öğretinin düşünsel kökenlerinin ilkçağ Yunan felsefesine, Kinikler ve Stoacılara dek uzandığı ileri sürülür. Ama, öğreti asıl biçimine 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyılın başında ulaşmıştır.

Simgeden Millete
II. Abdülhamid'den Mustafa Kemal'e Devlet ve Millet

Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılı, bir yandan devletin uluslararası arenada kendisini söz sahibi bir aktör olarak tanımlamaya çalıştığı, diğer yandan bu söz sahibi aktörün artık törenlere sıkışmış ihtişamını, devletlik vasfını simgeler yoluyla yeniden öne çıkarmaya gayret ettiği bir dönemdir.