Tarih - 13. sayfa

Modern Devleti Yeniden Düşünmek
Osmanlı Ancien Régime'i

Sultan Ahmed Camii’nden yükselen ezan Divan Yolu’nda yankılanırken, bu sesle dikkati dağılmış kapı görevlisi, ancien régime tarihçisi ve modern devlet uzmanı Alexis de Tocqueville’in sessizce yanından geçip Başbakanlık Arşivi’ne girdiğini fark etmedi. Tocqueville koridor boyunca hızlı ve uzun adımlarla yürüdü ve merdivenlerden bir kat yukarı çıkıp sola, okuma salonuna doğru ilerledi. Gidip odanın arka tarafındaki masaların en son sırasına oturdu. Bir önceki araştırmacı, masanın üzerinde bir yığın kırmızı ciltli defter bırakmıştı. Tocqueville merakla en üstte duran evrakı açtı.

"Ta Ezelden Taşkındır..."
Antep

Büyük yazar Orhan Kemal, “Antep” denince aklına her şeyden önce kırmızı ve yeşilin geldiğini yazmış: “Toprağı kıpkırmızı, üstündeki bitki yemyeşil…” Onunla beraber tabii fıstık gelirmiş aklına… siyah üzüm… cartlak kebabı, sarımsak kebabı… rakı, şarap… Ve tabii “Gazi” adını getiren “kahramanlık”… Çağrışımları, imgeleri, mitleri bol, renkli bir yer Antep. Mehmet Nuri Gültekin’in hazırladığı elinizdeki derleme, Antep’in çok renkli, çok cepheli kimliğinin hakkını veriyor.

Avrupa ve Batı Miti
Bir Tarihin İnşası

Sıradan bir coğrafi kavram olan Batı, zamanla tüm dünya görüşlerini etkileyen bir güce nasıl dönüştü? Yunan ve Roma dönemlerinden itibaren tek bir bütün halinde yaşanmış gibi gösterilen Avrupa tarihi aslında kaç farklı koldan ilerledi?

Tarihi, Siyasi, Dini ve Hukuki Açıdan
Ekümenik Patrikhane

6. yüzyılda ekümenik sıfatı, Konstantinopolis Patriği’ne, Roma İmparatorluğu başkentinin episkoposu olduğu için verilmişti. Fethin ardından Fatih Sultan Mehmed, Bizans’tan Osmanlı’ya hiçbir değişime uğramadan devrolan tek meşru kurum olan Büyük Kilise’yi ihdas ederken, söz konusu makamın temsil ettiği evrenselliği siyasetine dahil etme niyetini ilan ediyordu.

Son Kürt İsyanı

"Kürt meselesi: Niye var?” Mesut Yeğen’in elinizdeki kitaptaki sorgulaması, bu basit ve temel soruyla başlıyor. Yıllarca etrafında dönülüp durulan ve bir türlü içinden çıkılamayan bir meseleyi ilk defa karşılaşıyormuşçasına yalın, açık seçik ortaya koymak zihin açıcıdır.

Tek-Parti Döneminde
Muhalif Sesler

Cemil Koçak Muhalif Sesler’de, tarihte duymakta güçlük çektiğimiz muhalefetin sesine kulak veriyor. İktidara belli şekillerde direnen, kendince tepkisini gösteren ve elbette iktidar tarafından faaliyetleri sıkıca takip edilen muhaliflerin izini sürüyor.

Dağların Kayıp Anahtarı
Dersim 1938 Anlatıları

Dersim’de 1938 yılında yaşananlar uzun yıllar boyunca Cumhuriyet tarihinin açılmamış “kara kutu”larından biri olarak kaldı, üzerine neredeyse sessizlik perdesi çekildi. Türkiye tarihinin bu karanlık noktası son yıllarda ortaya çıkan bilgi ve belgelerle gittikçe aydınlanıyor. Dağların Kayıp Anahtarı’yla Cemal Taş da 1938’de Dersim’de yaşananlar üzerindeki toz bulutunun iyice aralanmasına yardımcı oluyor.

Komintern’in Alacakaranlığı
1930-1935

Komünist Enternasyonal (Komintern) 1919 ile 1943 arasında faaliyet yürütmüş komünist dayanışma ağının en geniş katılımlı cephesini teşkil eder. Birinci Enternasyonal’in olumlu mirasına sahip çıkarken, Birinci Dünya Savaşı sırasında kendi hükümetlerinin yanında saf tutan sosyal demokrat partilerin İkinci Enternasyonali’nden de kendisini ayırmıştır.

Vesayetten Siyasete Türkiye'de Sendikacılık (1946-1967)

Emek Tarihi yazını, erken cumhuriyet dönemine yönelik çalışmalar istisna tutulursa, genellikle 1960 sonrasından başlatılır. 27 Mayıs öncesindeki emek tarihi ekseriyetle birkaç satırla geçiştirilerek önemsizleştirilir. Her şey, 61’ Anayasasının teminatıyla gelişmiş gibi gösterilir.

Avrupalı Seyyahların Gözüyle
Osmanlı Ordusu (1530-1699)

Osmanlı İmparatorluğu’nda silahlı gücün örgütlenmesi, şekillenmesi ve kendine has bir bürokrasi yaratması, devletin yapılanışıyla paralel bir seyir izler. Askerî gücün tasnifi, giderlerinin karşılanması, silahlandırılması, iaşesi, sefer hazırlıkları, savaş halindeki ordunun düzeni, ayrı ayrı ele almayı gerektirecek kadar kapsamlıdır.

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi
Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonundan El Kaide’ye

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi önce baskıcı rejimin, ardından bu rejime karşı isyanın ve nihayet isyanın bastırılmasının aracı olan şiddeti, dinamikleri ve kökenleriyle; insanları silahlı mücadeleye ya da kendilerini feda etmeye iten sosyo-ekonomik nedenleriyle birlikte çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

Marksizm ve Tarih

Matt Perry Marksizm ve Tarih’te, tarihsel materyalist yöntemin ne olduğunu, hangi kavram ve araçların kullanıldığını ve bunların hangi sorunların tahlili ve analizinde nasıl işe yarayacağını anlatıyor. Karl Marx ve Friedrich Engels’in, onların ardından gelen ilk dönem Marksistlerin, 20. yüzyılda çeşitli eserler sunan Marksist yazarların ve tarihsel materyalist yöntemi kullanan tarihçilerin eserlerini inceliyor.

Sınıftan Sınıfa
Fabrika Dışında Çalışma Manzaraları

İşçi/emekçi kavramı, hâlâ öncelikle fabrikayı, atölyeyi, kısacası modern endüstriye özgü üretim ve çalışma ilişkilerini çağrıştırıyor. Büyük sanayi üretiminin yerini yeni teknolojilere bırakıyor olmasının, işçi sınıfını önemsizleştirdiği hatta sona erdirdiği yanılsaması, biraz da bu çağrışımdan destek alıyor. Oysa, tek varlığı emek gücü olanların sayısı artmakta.

Kültür, Kimlik, Politika
Mardin’de Kültürlerarasılık

Mardin, Türkiye’nin meşhur ve görülmek istenen tarihî şehirlerinden biri… Başka yerlerde birbirine hasım bilinen farklı kimliklerin bir arada yaşayabildiği, kardeşlik ve hoşgörünün örnek yurdu olarak gösterilen bir yer. Sadece turistik değil, siyasi bir ilgiye de mazhar olan bir “mozaik“... Engin Sarı’nın kitabı, bu Mardin imgesinin ne derece güzelleme, ne derece gerçek olduğuna eğiliyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Devlet ve Köylü
Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş Yeni Baskı

Batı dışındaki toplum ve ekonomilerin durağanlığını vurgulayan modernleşme ve oryantalizm anlayışlarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Huricihan İslamoğlu, Devlet ve Köylü’de ilk kaynaklara inerek yaptığı kapsamlı araştırmayla Osmanlı’nın erken modernitesine ışık tutuyor.

Herkesin Bildiği Sır: Dersim
Tarih, Toplum, Ekonomi, Dil ve Kültür

Tunceli’nin hakiki/otantik adı Dersim, artık daha sık telaffuz ediliyor. Dersim adının değiştirilmesine, dahası yasaklı bir kelimeye dönüşmesine yol açan 1938 kıtali, bir zamandır Türkiye’nin gündeminde. Sadece coğrafyasıyla değil, özel kanunuyla, onyıllardır süren tedbirlerle “kapatılmış” Dersim, herkesin bildiği bir sır, aslında.

Cinayetin Tarihi
Ortaçağ’dan Günümüze Avrupa’da Bireysel Şiddet

Kılıçlar, sopalar, düellolar, namus ve aşk cinayetleri… Erkek erkeğe kavgalar, aile içi katliamlar ve soygun amaçlı öldürmeler… Suç ve şiddetin kategorileştirilmesi, soruşturulması, yıllar boyunca akıllarda kalması, konuşulması… Kadınlar, erkekler ve seri katiller… Ortaçağ’da insanlar, cinayeti şerefli bir savunma ya da intikam eylemi olarak görüyorlardı.

Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna
TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri

Uygur Kocabaşoğlu, 1926-1964 yılları arasında Türkiye’de radyonun yeri ve işlevini irdelediği çalışmasında sadece radyonun tarihsel gelişimini resmetmiyor. Bugün, epey bir kısmı arşivlerde dahi bulunmayan, radyoya ilişkin, örgütsel, yönetsel, teknik vb. verileri de tasnifliyor.

İlk Meclis’in Vekilleri
Milli Mücadele Döneminde Seçimler

Ahmet Demirel, İlk Meclisin Vekilleri’nde Mütareke dönemi Meclis-i Mebusan üyeleri ile Ankara’da yeni kurulan Meclis’in üyelerini ele alıyor. İmparatorluğun son meclisinde görev yapan üyelerin Millî Mücadele döneminde nasıl yer aldıklarını, bu isimlerin kimler olduğunu, kaynaklarda farklı şekillerde yer alan vekillerin toplumsal konum, meslek ve eğitim durumlarını inceliyor.

Şehr-i Sefa
18. Yüzyılda İstanbul

Shirine Hamadeh, 16. yüzyıl klasisizmi ile 19. yüzyıl modernizmi arasında unutulduğunu düşündüğü bir dönemi, 18. yüzyıl İstanbulu’nu inceliyor. Gündelik hayatta varolan ve yeni zuhur eden biçim ve üslupları betimleyerek décloisonnement olarak adlandırdığı dönüşümü anlatıyor.

Bizans
Bir Ortaçağ İmparatorluğunun Şaşırtıcı Yaşamı

Judith Herrin Bizans: Bir Ortaçağ İmparatorluğunun Şaşırtıcı Yaşamı adlı kitabında, üzerinde yaşadığımız topraklarda yerleşmiş, esasında fazla belirgin olmayan “Bizans imgesi”ne ışık tutuyor. Bir tarihçinin gözünden ama aynı zamanda da bir hikâyecinin dilinden, zafer ve hezimetlerin tarihini değil, “Bizans nedir?” sorusunun yanıtını anlatıyor.

Haçlı Seferi’ne Son Çağrı
Yeniçağ Avrupası’nda Osmanlı İmgesi

6.ve 17. yüzyıllarda Hıristiyan Avrupa’yla Müslüman Osmanlı arasında gerçekten bir uygarlıklar çatışması yaşandı mı? Géraud Poumarède’in ele aldığı konu, hiçbir zaman gündemden düşmeyen soruları ve sorunları içeriyor.

Yarıda Kalan Hayat
Nîv Jiyan

Yarıda Kalan Hayat, Nîv Jiyan. Orhan Doğan’ınki, sadece kendisi ve sevenleri için değil, sahiden dünya ve memleket için, yarım kalmış bir hayattı. Özellikle “Kürt Açılımı”yla hararetlenen tartışmalarda, hemen herkesin aklından geçiyor: “Keşke şimdi Orhan Doğan olsaydı...”

Komintern ve İspanya İç Savaşı

Edward Hallett Carr, İspanya İç Savaşı’nı Komintern’in izinden giderek inceliyor. Olgun, mesafeli ve bazen haddinden fazla sakin bir dille iç savaşın nasıl kaybedildiğini anlatıyor. Kitap, iç politikadaki hizip ve mahfilleri, hesaplaşmaları, telaş ve heyecanlarıyla cephe gerisini betimlerken Sovyetler Birliği’nin güvenlik hedeflerinin ve diplomatik tercihlerinin İspanya devriminin akıbetini nasıl değiştirdiğini vurguluyor.