Kasım 2016 Tarihinde Tekrar Baskılar

Günlük

Oğuz Atay’ın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü...

Açık Pozisyon
Türkiye’de Piyasa Neslinin Doğuşu (1992-2000)

Onlarca ekrandan yayılan rengârenk ışıkların içinden yayılan haberler, fiyatlar, inişler, çıkışlar… Dolar-mark paritesi, petrol fiyatları, dünya krizlerinin yansımaları, bankaların pozisyonları… Kendinden geçmiş, çılgınca bir heyecan içinde tek tuşa basarak milyon dolarları alıp satan gencecik insanlar…

Milliyetçiliğe Bakmak

Ernest Gellner’in Türkçe çevirisi de yayımlanmış olan kuramsal klasiği Uluslar ve Ulusçuluk’un, bir anlamda, pratik-güncel tamamlayıcısı Milliyetçiliğe Bakmak. Gellner, bu kitapta, uluslararası düzenden etnisite’ye, Marksizm’den evrensel’e birçok kavramı; List’ten Malinowski’ye, Heidegger’den Havel’e, Edward Said’e birçok düşünce ve siyaset adamını; Polonya’dan Çekoslovakya’ya, İrlanda’ya birçok yerel örneği milliyetçilik bağlamında değerlendiriyor.

Kırmızı ve Siyah

Psikolojik romanın kurucusu Stendhal, Fransız Restorasyonu’nun siyasi tartışmaları ortasında, dinî eğitimiyle, aşklarıyla, ihtiraslarıyla dünya edebiyatının en önemli karakterlerinden Julien Sorel’i yaratıyor.

Rojava
Kürtlerin Zamanı

Fehim Taştekin, Rojava: Kürtlerin Zamanı’nda bu tarihsel dönemin özgünlüğünü, Kürtler ve diğer etnik-mezhebî topluluklar arasındaki ilişkileri; Suriye, Türkiye, Irak ve İran’da bulunan Kürtlerin yaşanan süreçte oldukça önem kazanan siyasi ve sosyal etkileşimlerini; farklı çizgilerdeki Kürt hareketleri arasındaki mücadele ve müzakereleri, bölgeyi yakından tanıyan bir gazetecinin ustalığıyla ele alıyor.

Fıtrat
İş Kazası Değil, Cinayet

Türkiye’nin son otuz yıldır geçirdiği iktisadi dönüşüm, tüm çıplaklığıyla işçi ölümlerinde çıkar karşımıza. Başarılı gazeteci İsmail Saymaz, bu cinayet mahallerine dönüp bir kez daha bakıyor, cinayetin delillerinin izini sürüyor Fıtrat’ta…

Yedinci Gün

Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayâllere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıra dışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asîlleşmesi, erdemlerin ardındaki günâhkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. İnsan olmanın en zayıf ve en yüce yanları, bir hikâyenin dokunuşuyla bir kez daha bilinebilir olacak.

Yalnızlık Aletleri

H.B.R. Maymun yazıları, Gazete Pazar yazıları, “Sıdıka” çeşitleri ve okurlara ilk olarak bu kitapla ulaşan kısa hikayeler... “Periler mi söyledi, ne oldu, nasıl akıl ettim, bilmiyorum, jelatini gevşetip, ateşböceğini gökyüzüne bıraktım. Ağlaması bıçak gibi kesildi. Bir süre gözleriyle ateşböceğini izledi, sonra bana baktı, ‘burnu fındık’ dedim, güldü..."

Zor Bir Ailede Büyümek
Geçmişi Onarmanın ve Hayatını Geri Kazanmanın Yolları

Her birimiz küçükken anne-babalarımızın içimize ektiği zihinsel ve duygusal tohumlarla büyüyoruz. Kimi ailelerde bu tohumlar sevgi, saygı ve bağımsızlık kaynağı olurken, ne yazık ki birçok ailede tohumların arasında korku, yaptırım ve suçluluk duyguları da bulunuyor.

Amat

Kıyıda ise üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyon, o karanlıkta usturmaçalarını puta edip iskeleye palamar vermişti. Yelkenlerin sarılı olduğu serenler hisa edilmiş ve tez zamanda yola çıkacağını ilân için mizana direğine mavi bayrak çekilmişti.

Tutunamayanlar

Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay “saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar."

Yeraltından Notlar

Yeraltı Adamı’nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri olmuştur.

İnce İş

Birilerinin ömür törpüsü gibi didindiği işler vardır, kimsenin farkına varmadığı... Çoğu, şânı öyle yüksek olmayan işler – kimisi basbayağı “itibarsız” sayılan... İnsanların burun büktüğü, inceliğini bilmediği... Ama işte, hepsinin bir inceliği var. İçine dalınacak kendi mahsus âlemi var.

"Zor Kişilikler"le Yaşamak

Problemlerimizin kaynağını, çoğu zaman hayatımızdaki “başka kişiler”in yaşantımızı ne derece etkilediklerini fark etmeksizin yanlış yerlerde ararız. Sorunlarımızın odağındaki “başka kişiler”i fark ettiğimizde, onların birer “zor kişilik” olarak en yakın dostumuz, iş arkadaşımız hatta eşimiz olduğunu görürüz. “Zor kişilikler”in çevresi, bu kişilerin sürekli olarak sergiledikleri davranışlar karşısında şaşkınlığa düşer:

Yoldan Çıkmış Simalar

Yoldan Çıkmış Simalar okuru kenarda köşede kalmış gözüken ama özellikle bir döneme, birçok insanın hayatına damga vurmuş, müzik zevki aşılamış, toplumun kendilerine biçtiği rolü kabul etmeyen, “nevi şahsına münhasır” bu insanların arasında dolaştırıyor. Öte yandan alttan alta da memleket müzik tarihinin, bilhassa rock ve türlerinin seyrine de ışık tutuyor.

Puslu Kıtalar Atlası

Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman...

Tehlikeli Oyunlar

Kişinin kendiyle savaşmasını ve yenmesini, kendini dönüştürmesini önemli bir sorun olarak algılamaya çağıran, çarpıcı ve sarsıcı bir roman.

Cehenneme Övgü
Gündelik Hayatta Totalitarizm

Bazı eleştirmenlerin “şeytanın avukatı” sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassaf’ın “gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısı”yla sunduğumuz Cehenneme Övgü’sü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük ‘totaliter dünyalar’ımızı afişe ediyor, daha doğrusu ‘yüzümüze vuruyor’.

Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi

İnsanların sömürüye karşı mücadelesiyle geçmişin edebiyatı arasında bağlantı kurmadıkça, günümüzü tam olarak anlayamayız ve onu etkin bir biçimde değiştiremeyiz. Ayrıca bu zorunluluğu yerine getirmezsek bizi daha iyi bir sanat ve daha iyi bir topluma götürecek metinleri okumada ve söz konusu sanat biçimlerini üretmede daha az ehil olacağız.

Sevgili Arsız Ölüm

1957 yılında Kayseri’nin Bünyan kasabasına bağlı Karacefenk köyünde doğdum. Yürümeyi öğrenir öğrenmez okula başladım. Okul, evimizin erkek odasıydı. Sedirlerin altında cinlerle oynaşırken okumayı, yazmayı öğrendim. Karacefenk’te sedirlerin altında cinler ve periler yaşardı.

Minare Gölgesi

Bir yoksul mahalle peyzajı... Sürüsüne bereket kedi köpek, cam çerçeve, mutfak soba, duvar kaldırım, cami minare değil ama sadece; insan hallerini, kalpleri nazmeden bir peyzaj. İklimle akraba, kâh rüzgârın, kâh yağışların, kâh yaz sıcağının refakatinde, delirmenin ayartısıyla koyun koyuna, kırık gönüllü hayatlar...

Adını Unutan Adam

Mehmet Eroğlu, belleğin, fedakârlığın ve unutmamanın romanını yazıyor. Dünyayı değiştirmek isteyenler ölümü yenerler, kahraman olurlar. Adını Unutan Adam, bir ’68 hikâyesi... Hızlı, rahatsız edici, isyankâr ve hüzünlü... Mehmet Eroğlu, belleğin, fedakârlığın ve unutmamanın romanını yazıyor. Dünyayı değiştirmek isteyenler ölümü yenerler, kahraman olurlar.

Alef

Borges Alef’te düş ile gerçek, eski ile yeni, Batı ile Doğu arasındaki ikiliklerde gidip gelen bir zenginliğin anlatısını sunuyor.

Okuyucu

Okuyucu, İkinci Dünya Savaşı ertesinde, on beşindeki lise öğrencisi Michael Berg ile otuz altı yaşındaki Hanna Schmitz arasındaki tutkulu aşk üzerine kurulu bir hikâye anlatıyor.