Ekim 2007 Tarihinde Tekrar Baskılar - 2. sayfa

Millî Mücadelede İttihatçılık

Erik Jan Zürcher’in Millî Mücadelede İttihatçılık adlı kitabı, millî mücadelede İttihatçıların rolünün resmî tarihte yansıtıldığından çok daha önemli olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmasına İzmir suikasti davalarını çıkış noktası olarak alan Zürcher, 1926’da, yani İttihat ve Terakki Fırkası kendini feshettikten tam sekiz yıl sonra İttihatçıların neden hâlâ tehlikeli sayılarak siyasal bir temizlik hareketine girişildiğini sorguluyor.

Toplum Kuramı
Tarihsel Bir Bakış

Aydınlanma’nın, insanlar üzerinde bir dizi baskı kuran bir yanılsamalar çağı olarak görülmesi, postmodernizmle birlikte moda haline geldi. Toplum kuramları, büyük anlatılar olmakla eleştirildiler. 18. yüzyıl philosophelarının evrensel bilgi ve özgürlük vaadinin, Aydınlanma projesinin kendi içindeki sınırlama ve ikilemler tarafından yalanlandığı söylendi.

Anahtar Sözcükler
Kültür ve Toplumun Sözvarlığı

18. yüzyıldan 19. yüzyıla dönüldüğünde İngiliz toplumu, Fransız Devrimi ve Endüstri Devrimi arasında değişiyor, bu değişim gündelik hayatta, dil ve anlayış farklılıklarını beraberinde getiriyordu. Kültür denen büyük gövdeye sınıf, sanat, endüstri ve demokrasi sözcükleri dahil oluyor, başka sözcükler de yeni bir tanımlama, anlamlandırma için dilin dünyasına sızıyordu.

Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi 1500-1914

Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi 1500-1914’te Şevket Pamuk, bu tarihin aslî unsurları olan insanları taraf oldukları iktisadî ilişkiler içine yerleştirerek imparatorluğun iktisadî tarihini öne çıkarıyor. Sıradan insanların varoluş koşullarını, direnişlerini, devletle başetme pratiklerini izliyor. Osmanlı toplumsal düzenini, toprak rejimini, belirli bir toplumsal kültürün iktisadî yapıları nasıl algılayıp, kendi gündelik hayatı içinde nasıl konumlandırdığını inceliyor. Geniş bir coğrafyaya yayılan imparatorluğun dört yüz yıllık bir zaman dilimi içerisindeki hareketli toplumsal hayatını akıcı bir dille anlatıyor.

İslâmcılığın Türkiye Seyri
Sosyolojik Bir Persfektif

Türkiye'de dinin toplumsal görünümleri ve dinî 'mesele'lerin siyasallaşması hakkındaki çalışmalara yaklaşık yirmi yıldır önemli katkılarda bulunan Elisabeth Özdalga'nın çalışmaları, bu kitapta biraraya getirildi. Elisabeth Özdalga'nın yazılarında, sosyolojik yaklaşımın indirgemecilikten uzak duran, serinkanlı, bununla beraber empatiye yatkın eleştirel bakışının sağlam örneklerini buluyoruz.

Her Temas İz Bırakır
BEHZAT Ç. - Bir AnKara Polisiyesi

Kızılay, Sakarya Caddesi, SSK İşhanı, Dil-Tarih, Atakule, öğrenci evleri... ve Emniyet... Cinayet Masası. Behzat Ç., "yeni müktesebata" uyum sağlayamamış, lambur lumbur, "dişli" bir başkomiser. Müzik dinlemez, polis telsizi dinler. Kitap okumaz, gazeteye spor sayfasından başlar. Herhangi bir siyasi görüşü yok. "İçimizden birinin" üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil.

Taşıtlar
ve Trafik Sorunları ile İlgili Projeler

Tekerlek öncesi dönemlerdeydi. İnsanlara “PERGELLİ ARABA” procesi yapmıştım. Çok şaşırdılar. Güldüler ama onu işe yaramaz buldular. Çöpe attılar. Yıllar sonra bir çöp karıştırıcısı benim bu procemi buldu. Ona bakarak hayal kurdu. Pergelin ucundaki çemberi hissetti ve tekerleği keşfetti. Tekerlek insanların çok işine yaradı ve binip arabalarına çekip gittiler. Bu kitap da bir çöp. Çöp karıştırıcılarının hizmetine sunuldu.

Tarihi Yargılıyorum

Dünyanın neresinde, ne zaman doğmuşsak doğalım, annelerimiz, babalarımız, dinlerimiz, devletlerimiz bize bir geçmiş giydiriyor. Onlar giydirdikçe biz de ha babam giyiniyoruz. Çoğumuz, geçmişin elbiselerini günümüz terzilerinin dikmesini yadırgamadan kabullenmekle kalmayıp, elbiselerimizi bedenimizden ayırt bile edemiyoruz. Tarihimize nasıl baktığımızı gözden geçirdiğim bu kitapta kendimizi yargılamamızı yargılıyorum. Tarihimize bakıp “Biz buyuz,” diye sunulanları sorguluyorum.

Drina Köprüsü

Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden bir köprünün dilinden anlatan olağanüstü bir roman. Nobelli yazar İvo Andriç, Drina Köprüsü’nde, isyanların, salgınların, savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar’ın tarihini, eski Bosna’yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor.