Ağustos 2008 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

Ergenekon’a Gelmeden
Türkiye’de Devlet Zihniyeti

Siyasî hayatımız bizi hep şaşırtıyor; bazen umutsuzluğa bazen isyana sürüklüyor. Çünkü toplumu ”devlete ait” sayan ve bizim için birtakım yaşam kalıpları öngören birileri, devlet uğruna topluma kıyıyor. “Susurluk”, toplumumuz için bir aydınlanma terapisi olmuştu.

İzmir 1830-1930 Unutulmuş Bir Kent mi?
Bir Osmanlı Limanından Hatıralar

1922’deki büyük yangın, İzmir’in tarihinde önemli bir kırılma noktası oluşturur. Bu olay, 19. yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun en ihtişamlı şehirlerinden biri sayılan İzmir’i karanlık bir unutulma dönemine hapseder. Yine de, bu parlak liman şehri kendi küllerinden yeniden inşa olmayı başardı. Elinizdeki kitap, daha çok bu yangından önceki İzmir’i, yani Osmanlı İzmir’ini inceliyor.

Ayrıkotu

“Her insanın popüler bir dergideki basit bir test gibi çözülüp, gazetedeki bir kupon gibi işaretli yerlerinden dikkatlice kesilerek saklanmayı dilediği anlar olmuştur. O da bunu diledi. Baktı ki sadece istemekle olmuyor, yanı sıra bir şeyler yapması gerek, o zaman durup düşündü. Gördü ki çözüm önünde: Yazmak...” Rastgele seçtiği adreslere mektuplar yazan genç bir adam o : Her adrese farklı bir yanını, kendisiyle ilgili anlatmak istediğini yazıyor.

Nietzsche’nin İdeası

İspanyol felsefeci Fernando Savater’den, yaklaşık çeyrek yüzyıldır tutkuyla okuduğu, tartıştığı, yorumladığı Friedrich Nietzsche üzerine, kendi deyimiyle “ne akademik ne de bilimsel” denilebilecek bir eser Nietzsche’nin İdeası. 20. yüzyılın düşünce dünyasını etkileyen, rotasını belirleyen en önemli figürlerden biri olan Nietzsche’ye dair çalışmaların sayısı düşünüldüğünde, geleneksel kalıplar içinde yeni bir şey söylenebileceğini iddia etmek zaten mümkün değil.

Dünyayı Değiştirmek İsteyenler Ulusu Nasıl Tasavvur Ettiler?

Ulusun tanımı, anlamı ve varlığı sosyalistler arasında her zaman tartışılmıştır. Ulusa dair tartışmalar Marx’tan Lenin’e, Stalin’den Hobsbawm’a uzanan bir tarih içerisinde şekillenmiş, kimi zaman siyasal, kimi zaman stratejik yaklaşımların konusu olmuştur. Ulus, millet ya da halk kelimeleri arasında süregiden çekişmelerin, sosyalistlerin konuyu ele alışlarında belirli bir netlik veya kolaylık sağladığı da söylenemez.