Politika/Siyaset - 4. sayfa

Bir Siyasal Düşünür Olarak
Mehmet Ali Aybar

Barış Ünlü bu kapsamlı incelemesinde sadece akademisyenliğinden hukukçuluğuna, gazeteciliğinden siyasetçiliğine detaylı bir Mehmet Ali Aybar biyografisi sunmakla kalmıyor, esas olarak onun bir “siyasal düşünür” olarak portresini çiziyor. Böylece Aybar üzerinden aslında Türkiye’nin ve solun geçirdiği çeşitli dönemlerin tasvirini izlemek de mümkün hale geliyor.

Sünniler ve Şiiler
Bir İhtilafın Siyasi Tarihi

Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan siyaset bilimci Laurence Louër, uluslararası camiada başvuru kaynağı olarak kabul gören kitabında Irak, Pakistan, Suudi Arabistan, İran, Yemen ve Lübnan gibi farklı ülkelerin kendilerine has siyasi koşullarını ve toplumsal yapılarını göz ardı etmeden, serinkanlı bir Ortadoğu panoraması ortaya koyuyor.

Yapay Zekâ ve Kapitalizmin Geleceği
İnsandışı Bir Güç

Yapay zekâ ve kapitalizm arasındaki ilişkiyi anlamak ve kapitalizmin olası geleceğini öngörmek isteyenler için bir başvuru niteliğinde olan bu kitap, üretim araçlarının mülkiyeti ve denetimi meselesini yeniden gündeme getirerek okuru bir komünist yapay zekâ perspektifini bütün zorlukları ve riskleri içinde düşünmeye davet ediyor.

Ne Olmuş Güldüysek
Evrim Alataş Kitabı

Ne Olmuş Güldüysek’te Karakaş, Evrim Alataş’ın kendine has üslubunu, yaşama hevesini ve mücadelesini en yalın haliyle anlatıyor, onun sesini aktarıyor.

Uzun Yolculuğum
Bir Yanımız Hep Çocuk Kaldı

Türkiye solunun bir döneminin önde gelen isimlerinden M. Halim Spatar’ın ölümünden sonra bilgisayarında bulunan ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış anılarını içeren Bir Yanımız Hep Çocuk Kaldı, Spatar’ın çocukluk günlerinden yürüttüğü siyasal mücadeleye zengin bir tanıklık sunuyor.

Canavarların Zamanı
Ortadoğu, 2011-2021

Bozarslan, otokratik rejimlerin güçlenmesi tehlikesinin; Suriye, Libya, Yemen gibi ülkelerde yönetimlerin toplumu yok edecek derecede gaddarlaşmasının nedenlerini açıklarken, Batı ülkelerinin sessiz tanıklığını sorguluyor.

İktidarın Ruhu
Osmanlı’dan Cumhuriyet'e Kişizade İmtiyazları (Beşik Uleması, Siyaseten Katl, Müsadere)

İlhami Yurdakul’un İktidarın Ruhu: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kişizade İmtiyazları kitabı, uzun dönemli bir “imtiyaz sürekliliğini” anlama çabasının ürünü.

"Fesi Düşürmeden"
Pakrat Estukyan Anlatısı

Estukyan, kendi deyimiyle “büyük insanların” tarihinden sıyrılıp, kendi tarihini anlatırken aslında bir topluluğun, bir şehrin, hatta bütün bir ülkenin tarihine de ışık tutuyor.

Karanlık Zamanlarda İnsanlar

Karanlık Zamanlarda İnsanlar’da, Arendt’in Walter Benjamin, Bertolt Brecht, Hermann Broch, Isak Dinesen (Karen Blixen), Waldemar Gurian, Randall Jarrell, Karl Jaspers, Gotthold Ephraim Lessing, Rosa Luxemburg ve Angelo Giuseppe Roncalli hakkında denemeleri yer alıyor.

Göçmen Figürü

Thomas Nail Göçmen Figürü adlı kitabında, bu toplumsal kimliği durağınlıkla değil, devinimle tarif ediyor. Kimsenin göçmen doğmadığını, göçmen olunduğunu belirterek bir siyasi özne olarak gördüğü göçmenin felsefi tarihini yazıyor. Ufuk açıcı bir kavramsal çerçeve çizerek cadı avlarından Zapatistalara, toprak parsellemeleri sonucu yersiz yurtsuz kalanlardan barbarlara ve göçmen proletaryaya uzanan bir yelpazede göçmen figürünü bölgesel, siyasi, hukuki ve iktisadi açıdan irdeliyor.

Politika ve Sorumluluk

Dünyanın gidişatına müdahil olma istemi anlamında politikanın irtifa kaybettiği zamanlardan geçiyoruz. Neoliberalizm “çağında” iktisadi akıl, politik olanı geriletiyor, sulandırıyor. Politik düşüncenin ve eylemin akışına ket vuran bu süreç, politikanın alâmetifarikası olan karşılıklı konuşmanın ve dinlemenin imkânsızlaştığı bir eşiği zorlamakta. İçine sürüklendiği bu darboğazdan çekip alabilmek için politikayı yeniden düşünmeye ihtiyaç var. Nilgün Toker Kılınç’ın bu kitapta bir araya gelen yazılarının amacı da tam olarak bu: Politikayı düşünmeye, politikayı dert etmeye davet!

Batı'yı Büyüleyen İslâm

Maxime Rodinson ilk olarak 1968’de İslâm’ın Mirası kitabının  bir bölümü olarak kaleme aldığı ve 1980’de kitap olarak yayımlanan Batı’yı Büyüleyen İslâm’da önce Ortaçağ’dan 20. yüzyıla Batı’nın İslâm’a bakışını inceler, ardından da oryantalizmle ideolojiler arasındaki ilişkiyi değerlendirir.

Brütalizm

Brütalizm, dünyanın kamplara bölündüğü, sınırların aşılması imkânsız duvarlara çevrildiği, insanın yersiz yurtsuz kaldığı, tüm canlılarla birlikte dünyanın da yağmaya teslim edildiği çağımızdan çıkış yollarını sorgulayan, bir onarım siyaseti öneren, sarsıcı bir eleştiri sunuyor. Tüm canlılarla dayanışma içinde, yıkılanı yeniden inşa etmenin mümkün olup olmadığı sorusunu canlı biçimde ortaya koyuyor.

Ne Geçmiş Tükendi Ne Yarınlar

Türkiye’de sol hareket içinde ’68’liler ve ’78’liler üzerine çok konuşuldu. Nabi Kımran ise ’87’lileri hatırlatıyor; yani siyasi sosyalleşmesini 12 Eylül rejiminden çıkış döneminde, 1980’lerin ikinci yarısında yaşayan kuşağı... Kitap, gri bir ara dönemin bahse değmez “nesnesi” gibi görülen, daha doğrusu genellikle pek görülmeyen bu kuşağın yaşam, eylem ve duygu dünyasını anlatıyor.

Kemalizm
Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset

Modern Türkiye’nin kurucu ideolojisi Kemalizmin ancak ulusaşırı bir olgu olarak analiz edildiğinde anlaşılabileceğini öne süren Kemalizm – Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset, Kemalizmin iki savaş arası dönemde Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, Kıbrıs, Mısır ve Yugoslavya’daki çok yönlü etkileşim ve alışverişlerle inşa edildiğini ortaya koyuyor.

Keskin Bir Hayat
Eren Keskin

Eren Keskin’in “insanlık kahramanlığına” örnek hayat hikâyesini sunan Keskin Bir Hayat, aynı zamanda Türkiye insan hakları hareketinin yaklaşık otuz yıllık bir döneminin muhasebesidir.

Batı İslâm'ı Çok Sevmişti
Batı'nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık

Nuray Mert, Batı İslâm’ı Çok Sevmişti-Batı’nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık’ta, tarihsel-siyasal süreçleri göz ardı etmeden, yalnızca Müslümanların yaşadığı topraklarda değil, aksine ve özellikle Müslümanların yaşadığı topraklar dışında İslâm’ın nasıl İslâmcılığa dönüştüğünü soruyor, bunda Batı’nın rolüne odaklanıyor.

Devletin İşçisi Olmak
Nazilli Basma Fabrikası'nda İşçi Sınıfı Dinamikleri

Aslıhan Aykaç, Devletin İşçisi Olmak-Nazilli Basma Fabrikası’nda İşçi Sınıfı Dinamikleri’nde, kalkınma çabalarını içeren dönemi tüm dünyadaki gelişmelerle paralel biçimde inceliyor. Özellikle işçi sınıfı oluşumunu mercek altına alıyor; sınıf ilişkilerini devlet müdahaleleriyle birlikte düşünerek değerlendiriyor.

Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizm
Yeni Kuşak Çalışmalar

Son dönem Osmanlı sosyalist ve işçi hareketi üzerine çalışan akademisyenlerin çabalarıyla biçimlenen Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizm, hem imparatorluk “tebaası”nın sosyalizm ve Marksizmle kurduğu ilişkilerin ayrıntılarına yöneliyor hem de tarihyazımı açısından alanın katettiği mesafeyi tartışıyor.

Dünya Tarihi ve Siyaset

Dünya tarihinin bütünlüğü, liberalizmin bitmek bilmeyen “devlet” meselesi, serbest piyasacı yaklaşımın açmazları, İslâmiyetin yaygın olduğu coğrafyayı dünya tarihi içinde konumlandırma çabaları, hukuk-mülkiyet-meşruiyet ilişkisi kitaptaki yazıların temel izlekleri. Çin, Osmanlı ve Babür imparatorlukları örneklerinin kapsamlı bir değerlendirmesini, Batı’yla karşılaştırılmasını da sunan İslamoğlu, Dünya Tarihi ve Siyaset’te paylaşılan bir dünya tarihi anlayışından yola çıkarak ortak bir gelecek tahayyülünün imkânlarını araştırıyor.

Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi (1945-1960)

Geçiş diye tanımlanan dönemlere genellikle güçlü bir belirleyicilik atfedilir ve bir toplumun tarihi, ağırlıkla, söz konusu “geçiş” dönemlerine referansla düşünülür. 1945-1960 yılları arası da -çok partili siyasal hayata geçiş, Demokrat Parti’nin iktidara gelişi ve 1960 Darbesi- Türkiye tarihi için böyle bir dönemi ifade eder. Bazen “geçiş” momentlerinin belirgin nitelikleri, dönemin birtakım kritik gelişmelerini görmeyi zorlaştırabilir. Sinan Yıldırmaz, Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi’nde “köylülük” üzerinden bu zorluğun üzerine gidiyor. Köylülerin siyasi bir güç haline gelmesini, siyasal alanda artan görünürlüklerini, siyasi tartışmalarda “hesaba katılmalarını” köy edebiyatından, köylülerin “karıştığı” olaylardan, kırsal alanın dönüşümü, kente göç, gecekondulaşma gibi gelişmelerden hareketle anlamaya çalışıyor.

Toplumcu Belediyecilik
1970'lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi

Bu kitap, İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, Adana’da Ege Bağatur, İzmit’te Erol Köse, Çanakkale’de Reşat Tabak yönetimleri örneklerine bakarak, toplumcu belediyecilik deneyimini enine boyuna inceliyor.

"Keşke"siz Bir Kadın

“Keşke”siz Bir Kadın bir “Yeşilçam yıldızı”nın çalışma koşullarını, yaşadığı zorlukları, eğlenceli anılarını, şarkıcılık macerasını, günün birinde o parıltılı hayattan nasıl vazgeçtiğini sergilerken bir yandan da neredeyse hiç merak edilmeyen, çoğu zaman önyargılara kurban giden Arzu Okay’ın “gerçekliğini” gösteriyor.

Çocuk Düşmanlığı
Çocuklara Karşı Önyargıyla Yüzleşme

Elisabeth Young-Bruehl, Çocuk Düşmanlığı’nda ailedeki, okuldaki, arkadaş çevrelerindeki, ikili ilişkilerdeki ve siyasilerin dilindeki “çocuk düşmanlığı” biçimlerini anlamaya, görünür kılmaya, diğer ayrımcılık biçimleriyle ilişkisini göstermeye çalışıyor. En önemlisi de bunu çocukları önceleyerek, yetişkinliklerinde onlardan dinledikleriyle, çocuklara kulak vererek yapıyor.