Ekim 2012 Tarihinde Tekrar Baskılar - 3. sayfa

Felaket Henry’nin Tatili

Felaket Henry tatile gitmekten nefret ediyordu. Ona göre evde kalıp televizyon seyretmek hem daha eğlenceliydi, hem daha az yorucu. Henry bu yaz tatilini evde geçirmeye kararlıydı. Ta ki Anne ile Baba kamp tatili yapma fikrini ortaya atana kadar...

Felaket Henry Gol! Gol! Gol!

Yaramazlığın kitabını yazmış bir dünyalar hakimi... Karşınızda Ekselansları Majeste Kral Felaket Henry! Felaket Henry, Ashton Athletic-Manchester United maçına gitmek için dünyaları vermeye hazırdı. Ama Anne ile Baba engelini bir türlü aşamıyordu...

Yazarın Kuramı
Eserimi Nasıl Yazdım?

Türk ve Dünya edebiyatından yapılan bu seçkide, romandan öyküye ve şiire varan bir yelpazede yazarların eserlerini nasıl tasarladıklarını, onları nasıl yazdıklarını anlattıkları yazıları bir araya topladık… Bazı yazarlar yazma anına dair kişisel deneyimlerini, duygu dünyalarını aktarırken bazıları çok tartışılan eserlerini yazarken arka planda akan ve eserlerini birebir etkileyen tarihî olayları da kayıt düşüyorlar.

Karanlık Oda

Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle giriyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek ve takıntılı bir adam bu…

Kimliğimi Kaybettim, Hükümsüzdür!
Uçmakdere Yazıları - 2

Gündüz Vassaf'tan, insanı kendisi ve yaşadığı dünya üzerine düşünmeye sevk eden, çarpıcı sorularla dolu, zihin açıcı bir kitap...

Felaket Henry’nin Doğum Günü Partisi

Felaket Henry yaklaşan doğum günü için çok heyecanlıydı. Bu yıl doğum günü partisini Lazer Zap’ta kutlamak istiyordu.Ancak Henry’nin doğum günleri her yıl felaketle sonuçlandığı için, Anne ile Baba bu kez ipleri eline almaya kararlıydı.

İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek

Basit küçük manipülasyonlar çiftlerin gündelik hayatlarının bir parçası olsa da, “narsistik sapkınlık” biçimini aldığında önemli bir soruna dönüşür. Narsist partner kendi iktidarını yerleştirmek ve eşini kendi istediği kişiliğe büründürmek için baştan çıkartıcı, kurnazca yollara başvurur. Avının kanını sonuna kadar emerek kendisinde eksik olanı çekip alır ve böylece kendisini tamamlar. Günümüzde gitgide daha sık rastlanan bir ilişki modeli haline gelen narsistik manipülasyon ilişkileri bu kitabın konusunu oluşturuyor.

Zamanın Farkında

“Hayatı anlayamamak kadınları anlayamadığını söyleyen adamın sözü kadar perişan bir ifade gelir bana. Be nabekâr, kadını anlayıp da ne yapacaksın, yapacağın değişecek mi? Peki hayatı ne yapacaktım? Onu anlayayım diye psikanaliz mi öğrenecektim, Jung’ları, Laing’leri okuyup şizofreni yolculuklarına mı çıkacaktım, şeyhleri ayrı, doktorları ayrı mı etekleyecektim, kendimle ilgili hem de bu dünyama ait bir söz söyleyecekler diye kulak mı kabartacaktım? Söz doğru olsa zaten kaçardım, yalan olsa bayılır tekrarını duyayım diye yapışırdım da bunun neye faydası olurdu?

Sokrates'ten Jakobenlere
Batı'da Siyasal Düşünceler

Türkiye’de genel olarak siyaset bilimi, özel olarak siyasal teori, siyaset felsefesi ve siyasal düşünce tarihi alanında en köklü eğitim kurumu olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin deneyimli isimleriyle genç kuşak akademisyenlerinin ortak ürünü olan bu çalışma, üniversite lisans öğrencileri için bir kaynak kitap olmasının yanında, siyasal düşüncenin serüvenini izlemek isteyen bütün okurlara keyifli bir yolculuk imkânı sunuyor.

Prisoners of Ourselves
Totalitarianism in Everyday Life

Gündüz Vassaf’s works transcend the limitations of genre. In a quest for freedom, his stories, essays and books weave philosophy, psychology and literature. In this influential and provocative book he deals with the psychology of totalitarianism in everyday life.

Yunan Mitolojisi

Olympos Dağı’nın tepesinde, bulutların üzerine kurulmuş bir saray, içinde dünyaya hükmeden tanrılar… Aşağıda ise krallar, canavarlar ve sıradan insanlar… Tanrılar tanrısı Zeus, aile ve sadakat tanrıçası Hera, deniz tanrısı Poseidon, bitki ve toprak tanrıçası Demeter, yeraltı dünyasının tanrısı Hades ve diğer güçlü tanrı ve tanrıçalar

Kambur

Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim – kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur. Ve ben söylemek isterim ki, her şey ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandığım durumlar, yaşıyormuşum gibi yapma zorunluluğumdandır.

"Karardı Karadeniz"

“Karardi Karadeniz, sardı dört yanumuzi / Bu gaybana sevdaluk, alacak canumuzi…” Hasan Tunç’un meşhur türküsü böyle söyler... Bu kitap, kararan Karadeniz’in mâkus yakın tarihine bakıyor: Ekonomik çöküntü, yoksullaşma, çay tarımının sorunları, göç ve nüfus kaybı, milliyetçi feveran, kent kültürünün aşınması, sosyal gerileme, kültürel asimilasyon, sahil yolunun ve hidroelektrik santrallerinin yol açtığı tahribat, “Nataşalar” ve kadın-erkek ilişkilerinde kriz…

Kürt Vatandaş

Kürt vatandaşlarımız… Türkiye’de Kürt “realitesi” yarı-resmî veya yarım ağız tanındığından beri, bu sözü sıkça duyuyoruz. Kürt kimliğini Türkiye vatandaşlığı bağlamında anlamlandıran bir ifade bu. Peki, Türkiye’nin Kürt vatandaşı olmanın anlamı ne, gerçekten? İkinci sınıf bir vatandaşlık mı bu? Türkiye’de Kürt olmak nasıl bir vatandaşlık deneyimidir?

Çanakkale'den Filistin Cephesi'ne

Kayseri’nin Everek (Develi) kazasında doğan Yüzbaşı Sarkis Torosyan 1914 yılında Harbiye Topçu Okulu’nu bitirdi. Önce, Osmanlı Ordusu tarafından Almanya’da Krupp fabrikasında staja yollandı. Daha sonra, Çanakkale Cephesi’ndeki Ertuğrul Tabyası’na komutan olarak atandı.

Sultan Abdülhamid

Osmanlı İmparatorluğu tarihi ele alınırken üzerinde en çok tartışılan sultanlardan birisi kuşkusuz II. Abdülhamid’dir. “Ulu Hakan” ya da “Kızıl Sultan” olarak sıfatlandırılıp, tarihyazımı ekollerinin kahramanı ya da düşmanı sayılmıştır. François Georgeon bu kapsamlı eserinde, kendi döneminin ve imparatorlukların ulus-devletlere dönüştüğü sürecin bir aktörü olarak II. Abdülhamid’i anlatıyor.

Mihman

Orta yaşlı bir avukat, kendi devranında yaşayıp giderken zamanın, yeraltının ve yerüstünün büyük yangınına düşüverir. Tatvan’a inerken, Van Gölü ve feribot iskelesinde Turgut Uyar kadar güzel değildir hayat. Kirlidir, bakarsan anlarsın, göz gözü görmüyordur; bütün laflar akortludur, cilalıdır. Her şeyin üstünü sıradan alçaklıklar örter.

Yedinci Gün

Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayâllere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıra dışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asîlleşmesi, erdemlerin ardındaki günâhkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. İnsan olmanın en zayıf ve en yüce yanları, bir hikâyenin dokunuşuyla bir kez daha bilinebilir olacak.

Babalar ve Oğullar
Tanzimat Romanının Epistemolojik Temelleri

Tanzimat romanının epistemolojik temelleri üzerine bu inceleme, Türk romanının doğum evresinde, Tanzimat aydını veya genel olarak tahsilli bireyinin ruh dünyasını, baba-oğul ilişkisi izleğinde tasvir ediyor.

Solaris

20. yüzyıl bilimkurgu edebiyatının başyapıtlarından sayılan Solaris, insanlığın bilimle ve başka gezegenlerle ilişkisini ele alıyor