#sosyoloji Etiketindeki Kitaplar - 6. sayfa

Orada Bir Köy Var Uzakta
Erken Cumhuriyet Döneminde Köycü Söylem

Köy ve köylü romantizmi, Türkiye'de Cumhuriyet'in inşâ döneminin muteber temalarından biriydi. Asım Karaömerlioğlu, bu romantizmin arkasını kurcalıyor. Cumhuriyet elitinin, bir yandan sanayileşmenin ve kentleşmenin sonuçlarından duyduğu endişe sebebiyle köylüyü köyde tutmaya dönük yollar ararken; bir yandan da köylülerin özerk bir inisiyatif geliştirmesine mahal vermek istemediğini gösteriyor. Yazara yol gösteren kritik soru şu :"Uzun 20. yüzyılda", neden Türkiye'de köylülük özellikle uzun sürdü?

Türkiye'de Din ve Siyaset

Toplumbilimci olarak Mardin’in özgün yanlarından biri, dinin Cumhuriyet Türkiye’sindeki toplumsal-kültürel varlığını, tarihî ve güncel siyasî arka planıyla birlikte vukuflu ve kapsamlı biçimde tahlil eden çalışmalarıdır. Bu çizgisi, İslamcı çevrelerde referans alınmasını sağladı, ancak dinselliğe soğukkanlı bilimsel yaklaşımı yadırgandı.

99 Günlük Muhalefet
Serbest Cumhuriyet Fırkası

Serbest Cumhuriyet Fırkası, cumhuriyet dönemi siyasal alanının oluşumunda "iktidar"daki partiye karşı örgütlenmiş bir toplumsal muhalefeti ifade eder. Siyasal partiler literatüründe ağırlıklı olarak "gerici yığınlar"ın bir kalkışması olarak ele alınan, uygulanan modernleşme projesine karşı geleneksel-tutucu çizginin siyasal örgütü olarak yaftalanan bir partidir.

Çoban ve Kral
Siyasetnamelerde İdeal Yönetici İmgesi

Köklü tecrübelerden hareketle egemenlere öğüt ve akıl veren siyasetnameler, Ortaçağ’da Doğu ve İslam siyasal geleneğine ayna tutan metinlerdir. “İdeal bir hükümdar nasıl olmalı?” sorusuna cevap getirirken, aslında tümüyle bir iktidar anlayışının çerçevesini çizerler. Çoban-Hükümdar idealini oluştururken, sürü gibi güdülmesi gerektiğini düşündükleri ahaliye dair bir imge de kurarlar.

Mendile, Simite, Boyaya, Çöpe...
Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar

Sokaklarda çalışan çocuklar, son on yılda Türkiye’de kent hayatında gittikçe daha fazla görünür oldu. Güneydoğu’dan zorunlu kitlesel göçün bunda büyük etkisi var. Yerlerinden, varlıklarından koparılan, yeteneklerinin “işe yaramadığı” kentlerde tutunmaya çalışan yoksul ailelerin geçim yükünü çocuklar üstleniyor. Sokakta çalışmaya gidiyorlar. En ağır, en "pis" işlere giriyor, olmayan "iş"ler icat ediyorlar.

Işık Doğudan Gelir

Işık Doğudan Gelir, siyasî, felsefî, dogmatik herhangi bir inancın peşinde olmayan, başka milletlere, başka fikirlere, başka düşünce ve duyma tarzlarına sonsuz bir tecessüs besleyen bir Cemil Meriç klasiği, tüm diğer eserleri gibi.

Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik

Müslüman toplumlarda cinsellik konusunda son yıllarda önemli çalışmalar yapıldı, ama bunları bir araya getiren bir derleme bugüne kadar yayınlanmamıştı. Türkiye, Filistin, Pakistan, Fas, Nijerya gibi farklı ülkelerden araştırmacıların makalelerinin yer aldığı Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik, bu alandaki boşluğu dolduruyor.

Kanaatlerden İmajlara
Duygular Sosyolojisine Doğru

Bu inceleme toplumsal bilimlerle belgesel filmcilik arasında mümkün bir birleşmenin boyutlarını tartışıyor. Bunun ön şartlarından birinin hâlihazırdaki “kanaatler sosyolojisinin” bir eleştirisi olması gerektiğine inanıyoruz. Bu yalnızca sıradan toplumsal araştırma pratiğine yönelik bir eleştiri değil, yorumcu-epistemolojik tarza ve toplumbilimsel yaklaşımların “metin” ve “kanaat” etrafındaki epistemolojik düğümlenişine yönelik bir eleştiridir.

Türkiye, İslam ve Sekülarizm

Dinin toplumsal hayatta oynadığı rol, dinî kurumların Cumhuriyet döneminin modernleşme perspektifiyle yaşadığı gerilimli ilişki, toplumbilimleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Şerif Mardin’in bu kitapta bir araya getirilen makaleleri, 19. yüzyıldaki siyasal tartışmalardan AKP’ye uzanan gerilim hatlarının siyasal düşüncede ve siyaset sahnesinde nasıl bir rol oynadığını inceliyor.

Türkiye'nin Linç Rejimi

“Linç, en aşikâr medeniyet kaybıdır. Linçin sıradanlaştığı, kolektif bir utanç yaratmadığı, infiâl uyandırmadığı bir toplum, toplum olma vasfını yitirir.” Kitabın bu yeni baskısında, 6-7 Eylül olayları, popüler linç söylemi ve “Gezi” eylemleri dönemindeki linçlerle ilgili ilave yazılar yer alıyor.

Umrandan Uygarlığa

Cemil Meriç’in, 21. yüzyıla taşacağı anlaşılan “batılılaşma-çağdaşlaşma-uygarlık” tartışmalarına çok yıllar öncesinden katkı sağlayan, ufuk açan denemeleri, makaleleri... “İki yol var insanlık için:Kendi kendini imha veya gerçekten insanlaşmak. İnsanlık tek merkeze yönelen bir tür; öteki türler gibi dağılıcı değil. Bu biricik düşünen türün sonu, çözülüş olamaz. Mekan ve zamanı aşacak insan."

Tarz-ı Hayat'tan Life Style'a
Yeni Seçkinler, Yeni Mekanlar,Yeni Yaşamlar

Türkiye toplumu 1980’den bu yana çok hızlı bir dönüşüm geçirdi. Serbest piyasa ekonomisinin hâkimiyetiyle birlikte tüketim, insanların kimliklerini belirleyen en önemli unsur haline geldi. Gündelik yaşam renklendi ve Amerikanlaştı. Eskiden görünmez olmaya çalışan işadamları imaj restorasyonuna giderek her gün gazetelerde boy göstermeye ve “entelektüel” muamelesi görmeye başladılar.

Kadınların Sınıfı
Ücretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası

Kadınların Sınıfı, toplumun temel düzenleyici ilkeleri olan sınıfın ve cinsiyetin gündelik yaşam içinde nasıl birbirleri üzerinden kurulduklarını araştırıyor. Kadınların hangi sınıftan olurlarsa olsunlar, sadece kadın olarak ezildikleri doğru olsa bile, bu ezilmenin onları kızkardeş yapıp yapmadığını sorguluyor. Sınıfsal farklılıkların cinsiyete birer “ek” olmanın ötesinde, kadınlığın kurucu bileşenleri olduğunu iddia ediyor ve bu iddiasını gündelikçiler ve ev hanımlarının ilişkisinde sınıyor.

Yaklaştıkça Uzaklaşıyor mu? Avrupa Birliği ve Türkiye

Türkiye tarihinin son iki yüz yılına damgasını Batılılaşma vuruyor. Bir çizgide ilerlemiyor bu süreç, bir adım ileri iki adım geri. Sakallı Celal’in dediği gibi “Batı’ya giden gemide, Doğu’ya koşuyoruz”. Murat Belge, kitapta toplanan yazılarında bu sancılı sürecin son etabını, Avrupa Birliği sürecini anlatıyor. Sekiz yıla yayılan zaman dilimindeki yazılardan sürecin zorluklarını daha iyi görebiliyoruz.

Psiko - Politik Yüzleşmeler

Türkiye, derin bir çözülmenin yaşandığı, toplumsal bağların aşındığı dönemlerden geçiyor. Bu kitapta, Murat Paker’in daha önce Birikim dergisinde bu dönemlerdeki kimi gelişmelere dair yazılmış makaleleri biraraya getiriliyor. Paker, bu makalelerde Türkiye’nin ve ABD/İsrail’in her biri travmatik ve de oldukça netameli kimi meselelerini anlamak ve anlatmak için politik ve psikolojik analiz düzeylerini birbirlerini zenginleştirecek ve bütünleyecek tarzda bir arada kullanıyor.

Marx'ın Sosyolojisi

Jean-Pierre Durand bu eserde Marx’ta var olan sosyolojiyi ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.

Bildiğimiz Tarımın Sonu
Küresel İktidar ve Köylülük

10 yılı aşan bir ortak çalışmanın ürünü olan bu eserde Çağlar Keyder ve Zafer Yenal, tarım sorununu ve kırsal yapıların dönüşümünü, metalaşma, köylünün mülksüzleşmesi ve siyaset bağlamında tartışmaya açıyor.

Emeğin Tevekkülü
Konya’da İşçi-İşveren İlişkileri ve Dindarlık

Dindarlık, işçilerin ve patronların üretim sürecine bakışlarını ve karşılıklı konumlanmalarını nasıl etkiliyor? Dinsel sosyalleşme, emek sürecinde tahakküm ilişkilerine ve politik hegemonyaya elverişli bir zemin oluşturuyor mu? Yasin Durak’ın Konya Organize Sanayi Sitesi’ndeki işçi-işveren ilişkileri örneğinde yaptığı araştırma, bu temel sorular etrafında bir tartışma örüyor.

Alevi Kürtler
Dinsel, Etnik ve Politik Sorunlar Bağlamında

Alevi Kürt kimliği üzerine yaptığı kapsamlı araştırmada Erdal Gezik, konuya çok geniş bir bakış açısıyla yaklaşıyor: Etnik ve dinsel tanımlamanın sorunlarını, dilsel ayrışmanın boyutlarını, Alevi-Sünni ilişkilerini, Şeyh Sait İsyanı ve Dersim 38 olaylarının kolektif hafızada yarattığı yarılmaları kültürel ve tarihsel boyutlarıyla ele alıyor.

Jurnal 1. Cilt

Cemil Meriç’in düşünce ve duygu dünyasının “mahremi”... Yazarın kendi hayatıyla ilgili buhranları, arayışları, sorgulamaları ile içiçe, Türk düşünce hayatıyla ilgili tespitleri, sıkıntıları, isyanları. Yalnızlığa (ve marjinalliğe) itilen, ama belki de seçen bu insanın toplumla hesaplaşması. O itiliş ile o seçiş arasındaki bağlar ve gidip gelmeler... Jurnal biyografik değeriyle kalmıyor; o, içeriğiyle ve diliyle, aynı zamanda bir Cemil Meriç kitabı.