#katliam Etiketindeki Kitaplar

60 Yıl Sonra Auschwitz

Auschwitz... Nazi zulmünün en somut hale geldiği birkaç yerden biri... Bugün halka açık; insanların gelip anılarını yaşattığı, yaşanılan vahşeti hiçbir zaman unutmamak için ziyaret ettikleri bir çeşit hac yeri. Yine de artık tarihî gerçeğinden, yani Yahudilerin sistematik olarak katledildiği bir kamp oluşundan kopuk, sadece sembolik bir anlam taşıyor.

Roboskî: Gençler Öldü
Türkiye’deki Kürt Sorununun Temellerine Bir Gazetecilik Yolculuğu

Roboskî: Gençler Öldü’de: Olay yerinde aylarca kalarak ölenlerin yakınlarıyla, akrabalarıyla konuşuyor; uzmanlarla, akademisyenlerle ve Meclis Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilleriyle görüşüyor; tarihi etraflıca ele alıyor.

Ermeni Soykırımı

Raymond Kévorkian, yıllar süren araştırmalara dayanan büyük eseri Ermeni Soykırımı’nda bu konuda yapılmış en geniş kapsamlı incelemeyi sunuyor.

Büyük Felaket'ten Sonra
Soykırım'ın Gölgesinde Ermeni-Türk İlişkileri

Thomas de Waal, 1915-1916 sonrası Ermenistan-Türkiye ilişkilerini ortaya koyuyor. Soykırımın yaşandığı yıllardan günümüze, bu iki ülkenin kurmaya çalıştığı ancak bir türlü başaramadığı ilişkinin gidişatını ele alıyor. Tarafsız bir gözlemle, hem Ermenilerin Soykırım’ı neden bir türlü aşamadığını, hem de Türklerin direndikleri inkâr politikasını inceliyor. Sınırın kapanmasından “futbol diplomasisi”ne, Zürih’te yapılan protokollerden Hrant Dink katliamına, Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nin ibadete açılmasından Azerbaycan’ın bu iki ülkenin girişimlerine balta vurmasına dek uzanan çok farklı süreçleri, bu iki ülkenin geçmişi nasıl geride bırakarak sağlıklı bir ilişki kurabileceklerine dair sunduğu öneriler eşliğinde tartışıyor.

"Adın Perihan Olsun"
Diyap Ağa’nın Torunu Ane Hatun’un Hikâyesi

Dersim katliamından hayatta kalanlardan Ane Hatun’un hikâyesi… Ane Hatun, bir genç kız olarak sürgünlerde hayatta kalmaya çalışırken, Ferhatan aşiretinin sürdürücüsü olmanın yükünü taşımış sırtında aynı zamanda.

Failin Kahkahası: Breivik ve Diğerleri
Öldürme Hazzının Psikogramı

Klaus Theweleit, gaddarlığın anlamını sorguluyor. Arkasında nasıl bir mesele, nasıl bir sosyallik, nasıl “güdüler” var? Belirli ideolojik şekillenmelerin etkisi ne, internetin etkisi ne, “erkekliğin” etkisi ne? “Tamamen normal erkekler” ile “vahşi katliamcılar”ı birbirinden ayıran baraj kapakları bir kez yıkılmaya görsün, gaddarca şiddetin nasıl olağanlaşabileceğine de dikkat çekiyor bu arada yazar. Guantánamo örneğine de bakarak, kurumsal, resmî yapıların bu gaddarlığın üretimindeki olmazsa olmaz payına dikkat çekiyor. Zamanın ruhunun ve “insan”ın -bilhassa “erkeğin”- tekinsiz yanına ışık tutan bir kitap.

Ma Sekerdo Kardaş?
“Dersim 38” Tanıklıkları

İlhami Algör, “kalanların” hafızasıyla konuşuyor. 18. yüzyıldan bugüne, hayatın, ailelerin, Rus işgalinin, Ermeni komşuların, kırımın, sürgünün, dönüşün, hatırlananın ve hatırlanmak istenmeyenin hikâyesi. Hafızanın gediğine gömülenleri, arkeolog şefkatiyle, usulca kazan bir kitap.

Ezidiler: 73. Ferman
Katliam ve Kurtuluş

Nurcan Baysal “Büyük Şey”i, 73. Ferman’ı steril bir tarafsızlıkla aktarmıyor, Ezidilere tercüman olmakla da yetinmiyor. Ezidilerin kalbi Laleş’e yolculuk ederek, onların içinden ve onlarla birlikte konuşuyor, anlatıyor. Ortadoğu uzmanlarının insanlığımızdan eksilten, “büyük resmi” görmeyi salık veren tutumlarına inat, sessiz kalınmaması gereken bir katliam için tükenmez bir sebatla çağrıda bulunuyor.