Bu sayıda...

Bu sayıda...



Dosyalı, ağırlıklı konulu sayılar yapınca, elbette daha vurgulu ve “kitap gibi” bir dergi çehresi ortaya çıkıyor. Fakat hep dosya konularıyla ilerlemenin, dergi dinamizmini boğan bir tarafı da var; konu çeşitliliğinin ve ona bağlı yazı akışının önü kesilmiş oluyor. Toplum ve Bilim’de konulu/dosyalı sayıları esas almakla beraber, sözkonusu mahrumiyete uğramamak için yılda bir sayı “dağınık” kalsın istiyoruz. Sanırız elinizdeki 76. sayı, dağınıklıktan umulan verimliliğin iyi bir örneğidir.
Tamamen de “dağılmış” değiliz; sayının başlığına da çıkarttığımız üç ağırlık merkezimiz var: “Sosyal bilimleri yeniden düşünme” girişimi, sosyal tarih çalışmaları ve Kemalizm tartışması. “Sosyal Bilimleri Yeniden Düşünmek”, Defter dergisiyle birlikte 26-28 Şubat’ta düzenlediğimiz Sempozyumun konusuydu - bu Sempozyumun kısa bir değerlendirmesi ve sonuçlarıyla/devamıyla ilgili görüşlerimiz elinizdeki sayıda yer alıyor. Doğan Özlem ve Adnan Ekşigil’in makaleleri, bu tartışmanın içeriğiyle doğrudan ilgili. Başka birçok çalışmasının yanısıra koca bir hermenötik (yorumsama) literatürünü Türkçeye kazandıran felsefeci Doğan Özlem, sosyal bilimler-doğa bilimleri ayrımını ve evrensellik-tekillik kutupsallığını, Alman tin bilimleri geleneği çerçevesinde sorgulayarak bu tartışmaya müdahale ediyor. Adnan Ekşigil ise “kültür”ün merkezî bir konu haline geldiği koşullarda antropolojinin -hümanizmle beraber- eleştirel bir ihyâsını arıyor - Türkiye’nin antropoloji çalışmaları için sunduğu “laboratuvar”ın daha iyi değerlendirilmesini umarak.
Ayhan Aktar ve Yüksel Akkaya’nın yoğun emek ürünü makaleleri, Toplum ve Bilim’de eksikliğini duyduğumuz sosyal tarih çalışmaları alanında tesellimiz oldu. Daha önce (71. sayıda) Varlık Vergisiyle ilgili uzun incelemesini yayımladığımız Ayhan Aktar, 1868-1938 arasında yayımlanmış “Şark Ticaret Yıllıkları”nın titiz bir analizinden, yüzyıl dönümünde İstanbul’da meslek ve iktisadî faaliyet yapısının değişimine dair önemli ipuçları çıkarıyor, İstanbul’un bölgedeki konumunda ve şehrin kendi içinde ortaya çıkan ağırlık kaymalarına işaret ediyor. Mersin’den Yüksel Akkaya, 19. yüzyıl sonunda nüfus ve sanayi açısından Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli merkezlerinden birisi olan Çukurova’da sanayileşme ve ücretli emeğin gelişimiyle ilgili ayrıntılı veriler ortaya koyuyor.
Üçüncü bir ağırlık merkezi olarak andığımız Kemalizm tartışması, İletişi/Değini bölümünde yuvalanıyor. 74.sayıda Levent Tezcan’ın eleştirdiği Fuat Keyman’ın geçen sayıdaki cevabından sonra, bu sayıda Menderes Çınar tartışmaya müdahale ediyor. Menderes Çınar, politikayı imkânsızlaştıran bir söylem olarak Kemalizmin, Levent Tezcan’ın öngördüğü gibi, içeriğinin ötesinde bir “yazım yüzeyi” işlevi göremeyeceğini savunuyor.
Kemalizmle, bir söylem olarak konumlandırmak üzere değil, onu meydana getiren pratiklere eğilerek meşgul olan iki yazıyı da aynı bağlamda sunmak mümkün. Asım Karaömerlioğlu, Türkiye siyasetinde bir Aydınlanma yüceltisi veya bir komünizan dinsizlik komplosu olarak efsaneleştirilen Köy Enstitüleri vakasına, dönemsel bağlamı çerçevesinde çok yönlü bir karşılaştırmacı perspektiften yaklaşıyor. Bu makalenin, Köy Enstitüleri’ni ‘konumlandırmakla’ ilgili tereddütleri gideren -ve başka tereddütleri gündeme getiren!- güçlü bir yorum getirdiğini düşünüyoruz. Funda Şenol’un yazısı ise, Kemalist ‘Yeni Türkiye’nin Ankara’ya biçtiği asrî eğlence adâbının nasıl biçimlendiğini ve -bizzat dönüştürdüğü- yerliliğin direnci karşısında giderek nasıl ‘çarpıldığını’, konusuyla gayet mütenasip bir üslûpla tasvir ediyor.
Bu üç bağlamın dışında da dört makale yer almakta, Toplum ve Bilim’in 76. sayısında. Sefa Şimşek, Doğu-Batı farkı gibi ezelî bir meseleye, kan davası ve düello geleneklerinin dayandığı farklı şeref kavramlarından hareketle bakıyor. Yusuf Ziya Özcan, İstanbul örneğinde, seçmen tercihleriyle ilgili çalışmaların yetersizliğini giderme veya azaltma kaygısından yola çıkarak, çok sayıda bağımsız değişkeni eklemlemeye çalışan bir açıklama çerçevesi kurmaya çalışıyor. İlker Belek ve Can Deniz Köksal, GSMH, gelir dağılımı eşitsizliği ve Sağlık Bakanlığı bütçe paylarının, ülkelerin sağlık durumu üstündeki etki derecelerini ekonometrik yöntemle ölçmeye çalışıyorlar. Cenk Aygül, neoliberalizmin tıkanıklığını gidermeye dönük bir rehabilitasyon yöntemi olarak yönetişimin (governance) kuramsal ve kurumsal bir genel değerlendirmesini yapıyor.
Toplum ve Bilim’in bu yıl çıkacak diğer sayıları belirli konulara odaklanıyor. Daha önce de ilettiğimiz bu planda iki dosya birbiriyle yer değiştirdi: önümüzdeki 77. sayı (Yaz ‘98) “Türkiye Ekonomisi” sayısı, 78. sayı (Güz ‘98) ise “Türkiye’de Sol Düşünce” sayısı olacak. 79. sayının (Kış ‘98) konusu ise “Sanat-Edebiyat ve Kuram”