TKP Atılım Dönemi’nde DİSK-TKP ilişkisi ve TKP’nin DİSK’te etkin olma kanalları

Özet: Sendikalar, emek-sermaye çelişkisinin başlamasıyla birlikte, işçilerin, sosyal ve ekonomik haklarını talep etmek ve elde ettikleri hakları koruyup geliştirebilmek amacıyla kurdukları kitle örgütleridir. Sendikaların, kuruldukları her ülkede, siyasetle ve siyasi partilerle ilişkileri de olmuştur. Türkiye için de bu durum geçerlidir ve bir siyasi parti ile bir sendikal örgütlenmenin en yakın ilişki kurduğu dönem olarak da Türkiye Komünist Partisi’nin “Atılım Dönemi” olarak adlandırılan dönem karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada esas olarak TKP’nin 1974’te başlayan Atılım döneminde, hangi dinamikler sayesinde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nda (DİSK) güç sahibi olduğu ve konfederasyonu ne gibi yollarla etkilediği üzerinde durulacaktır. TKP’nin, Türkiye’de örgütlenme kararı almasıyla başladığı söylenebilen Atılım döneminde, örgütlenme alanları olarak, demokratik kitle örgütleri önemli bir yer teşkil etmektedir. Dolayısıyla bu kararın bir parçası olarak TKP’nin DİSK’i de en önemli örgütlenme alanlarından biri olarak gördüğü bilinmektedir. Ne var ki bu örgütlemenin nasıl gerçekleştiği konusunda bugüne kadar yapılan çalışmalarda, genel olarak, DİSK’in 5. Genel Kurulu’nda TKP’li olduğu bilinen ya da tahmin edilen kişilerin DİSK yönetimine gelmesi şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır. Bu bakış açısına göre “TKP, tepeden inme denilebilecek yöntemlerle DİSK’te etkin olmaya çalışmıştır” gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Biz ise, bu çalışmada, bu tip değerlendirmelerin yetersiz olduğunu çünkü yakalanan kitleselliğin sadece DİSK yönetiminde söz sahibi olmakla açıklanamayacağını, her ne kadar yönetime gelmede bazı “tepeden inme” yöntemler kullanılmış olsa da asıl örgütlenmenin az sayıdaki TKP üyesinin günlük siyasi faaliyetleri ile başarılmış olduğunu göstermeye çalışacağız. Bunu yaparken de TKP’nin kitleler içinde nasıl etkin bir hâle geldiği, nasıl bir çalışma yürüttüğü ve partinin kendi iç dinamikleri gibi yine bugüne kadar üzerinde çok fazla durulmamış konulara değinmeye çalışacağız. Ayrıca DİSK ve TKP arşivlerinin incelenmesi ve dönemin sendika ve parti üyeleri ile yapılan görüşmeler sonucunda, DİSK yönetiminde söz sahibi olmanın ötesinde, TKP’nin DİSK’te etkin olabilmesini sağlayan son derece önemli ve etkili araçların var olduğunu ve yine bu araçlar arasında en önemlilerinin de partinin, fabrikalarda ve mahallelerde yürüttüğü örgütlenme çalışmalarının, destek verdiği mitingler ve protesto gösterilerinin, savunduğu politikalar ve yayınların olduğunu göstermeye çalışacağız. Bu amaçla TKP’nin DİSK’te etkin olma kanallarını teker teker inceleyecek ve parti faaliyetlerini, sonuçlarıyla birlikte ortaya koymaya çalışacağız. Diğer taraftan DİSK’in 5. Genel Kurulu’na da çalışmamızda yer vererek TKP’nin, konfederasyonun yönetiminde hangi mevkilerde ve nasıl söz sahibi olduğunu da göstermeye çalışacak ve böylece TKP için “tepeden inme” denilebilecek yöntemlerin ne derece etkili olduğunu anlamaya çalışacağız. Son olarak çalışmamızda TKP’nin DİSK’teki etkinliğinin, dönemin diğer siyasi örgütlerinin sendikalarla ve TKP ile ilişkilerini nasıl etkilediğine de yer vereceğiz. Bahsi geçen dönemde TKP’nin illegal bir parti olması konunun araştırılmasını zorlaştırıcı bir etken olmuştur fakat DİSK arşivlerinin incelenmesinin yanı sıra TKP’nin Atılım dönemi yayınlarının tamamının da incelenmesi ile bu sorun büyük oranda aşılmıştır. Daha da önemlisi, mümkün olduğunca, Atılım dönemin de bu örgütlenmeleri yürütmüş olan TKP’li kadrolarla görüşülerek, kişilerin kendi tecrübelerine başvurulmuştur. Ayrıca sadece TKP’li kadrolarla görüşülmemiş, örneğin TİP gibi başka siyasetlerin de içinde yer almış kişilerle görüşülerek farklı bakış açılarının da ifade edilmesi sağlanmaya çalışılmıştır.


Anahtar sözcükler:
TKP, DİSK, sendika-siyasi parti