Politika/Siyaset - 5. sayfa

"Komünistin Eşkâli"
Türkiye'de Antikomünizm (1945-1971)

Abdulazim Şimşek, 1945’ten 1971’e uzanan dönemde, yani Soğuk Savaş’ın en hararetli mevsiminde, Türkiye’de antikomünizmin nasıl anlaşıldığını ve nasıl bir işlev gördüğünü etraflı bir biçimde irdeliyor. Nâzım Hikmet’e yaşatılanlardan Tan gazetesi baskınına, Kanlı Pazar’a ve birçok olaya; Türkçü, milliyetçi, İslâmcı yayın ve derneklere; Nihal Atsız, Aclan Sayılgan, Necip Fazıl, Fethi Tevetoğlu, İlhan Darendelioğlu gibi antikomünizme “adanmış ruhlara” bakarak…

Harro ile Libertas
Bir Aşk ve Direniş Hikâyesi

Nazi iktidarına karşı yürütülmüş bir direniş mücadelesi... Yasadışı bildiri dağıtarak, anti-faşist müttefik güçler için istihbarat toplayarak, hayati tehlikede olanlara yardım ederek rejime direnen, daha sonra “Kızıl Orkestra” diye adlandırılacak bir grup... Son derece esnek, karmakarışık bir ilişki ağı: Muhafazakârlar, milliyetçiler var, liberaller, sosyal demokratlar, komünistler var, belirli bir siyasi fikre bağlı olmayanlar var. Aristokratlar, akademisyenler, sanatçılar, memurlar, subaylar, işçiler var. Yaşlılar var, gençler var. Kadın-erkek, yaklaşık yarı yarıya.

Parlak Yıldızlardık O Zaman
Kültür Çalışmaları - MERAL ÖZBEK'E ARMAĞAN - I

Türkiye’de kültür incelemelerinin gelişmesinde, özellikle popüler kültürün sosyal teorinin “muteber” bir konusu haline gelmesinde öncü rol oynayan Meral Özbek’e armağan olarak hazırlanan bir derleme Parlak Yıldızlardık O Zaman. Sinemadan edebiyata uzanan yazılar, gündelik hayatın içindeki sınıf mücadelelerinin, toplumsal cinsiyet meselelerinin, insan varoluşunun canlı görünümlerini sunuyor.

Yaralı Hafıza
Kayıpları ve Kıyımları Hatırlamak

Gökçer Tahincioğlu’nun derlediği Yaralı Hafıza, yakın tarihteki katliamların, cinayetlerin, kayıpların hafızadaki izini sürüyor. O hafızanın, adalet talebinin bir kaynağı olması gerektiğini gösteriyor bize.

Yeni Despotizm

Keane, yeni despotizmin otoriterlik, totalitarizm, faşizm ve gönüllü kulluk gibi kavramlara sığmayan, “yediği şokların ardından hızla kendini toparlayabilecek kabiliyette bir hâkimiyet” türü olduğunu, bugün “demokrasi” sınıfında anılan rejimlere sızma kabiliyetiyle sahneyi kendiliğinden terk etmesinin de mümkün olmadığını hatırlatıyor. Kitap bu yönüyle, direniş biçimleri üzerine yeniden düşünmeye de bir çağrı niteliği taşıyor.

Bir Hayat Üç Dönem
Anılar - Tanıklıklar

2000’lerde İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanlığını yapan Gençay Gürsoy, Bir Hayat Üç Dönem’de sadece bir nöroloji profesörünün anılarını değil, sosyalist siyaset içinde üniversite yıllarından beri yer almış bir mücadele insanının Oltu’da başlayıp, Kars’da, İstanbul’da ve bir dönem Avrupa’da devam eden yaşamından gözlemlerini canlı bir dille aktarıyor. Toplumsal gelişmelerin darbelerle kesintiye uğrayan dönemlerini ele alıyor. Yakından tanıma fırsatını bulduğu bazı şahsiyetlerle ilgili tanıklıklarını sunuyor.

Kayıp Adalet
Cezasızlık ve Korunan Failler

Gökçer Tahincioğlu’nun derlediği Kayıp Adalet’te, Levent Pişkin, Lice davasını; Murat Uyurkulak, Hrant Dink cinayeti davasını; Burcu Karakaş, 12 Eylül davasını; Karin Karakaşlı, Vartinis katliamı davasını; Gökçer Tahincioğlu, 2006 ilkbaharında Diyarbakır’da öldürülen çocukların davasını; Ali Duran Topuz, Berkin Elvan davasını; Yıldırım Türker, Silopi’de yataklarında uyurken öldürülen iki çocuğun davasını; Kemal Göktaş, JİTEM davalarını yazdı.

"Biz Her Şeyiz"
Diyanet'in İşleri

Türkiye’nin gündeminden düşmeyen, hemen hemen her konuyla ilgili fikrini belirtmekten çekinmeyen ve kamuoyunda bütçesiyle sık sık eleştirilerin hedefi olan Diyanet İşleri Başkanlığı, Burcu Karakaş’ın titiz çalışmasıyla masaya yatırılıyor. “Biz Her Şeyiz” - Diyanet’in İşleri, AKP döneminde güçlenen Diyanet’in bütçesini, personelini, özellikle aile, çocuk ve gençlikle ilgili projelerini, kendi medya araçlarıyla ilettiği mesajlarını, toplumsal cinsiyet ve kadın konularında takındığı tavrı, iktidarla sıkı ilişkileriyle yakından inceliyor, birebir görüşmeler yürüttüğü saha çalışmalarıyla verilerini destekliyor.

İmparatorluğun Son Aşiret Sayımı
Fihristü'l Aşâir
Yorumlar ve Çeviriyazım

Fihristü’l Aşâir, imparatorluğun son döneminde merkezî devletin kendi sınırları içindeki aşiretlerin dökümünü bize sunuyor. Suavi Aydın ve Erdal Çiftçi, fihristin dökümünü yaparken aynı zamanda Osmanlı sınırları içindeki aşiretlerin kadim geleneklerine, var olma biçimlerine, geçimlik ekonomilerine, siyasi güç olarak potansiyellerine hem tarih hem de antropoloji literatürlerinin geniş kapsamı içinde yaklaşarak, ayrıntılı bir tartışma da ortaya koyuyorlar.

Faşist Kimdir?

“Faşizme dönüş, Umberto Eco’nun ‘Ebedi Faşizm’ başlıklı makalesiyle, büyük bir sükseyle yeniden tedavüle girdi. Bu makalenin okunma biçimi, yazarın, ‘ebedi faşizm en masum kisvelere bürünerek geri dönebilir’ ve ‘görevimizin onun maskesini düşürmek ve dünyanın her yerinde her gün ortaya çıkan yeni biçimlerinden her birine dikkat çekmek’ uyarısını yaparken söylediklerinin tam tersi etkiler yaratabilir diye düşünüyorum.” Emilio Gentile

Borçlandırma Siyaseti
Türkiye'de Finansal İçerilme / ANKARA DAYANIŞMA AKADEMİSİ KİTAPLIĞI

Borçlandırma Siyaseti, Türkiye ekonomisinin yapısal “gerçeğini” anlamak için, kilit önemde bir çalışma.

Kuruluşun İhmal Edilmiş İstisnası
1921 Anayasası ve Tutanakları

Murat Sevinç ve Dinçer Demirkent’in etraflı bir yorum ve analizle sundukları 1921 Anayasası deneyimi, sadece ürünü olan belgeyle değil, asıl, müzakereleriyle dikkate değer. Bu müzakereler, anayasa ilkeleri ve kavramları hakkında, canlı ve zengin bir tartışma ortamını ortaya koyuyor. Aslında bütün temel politik meseleler hakkında - ve hâlâ canlılığını koruyan bir tartışma…

Dolaylı Eylem

Ulus Baker “Yazı”sını, akışları, kazaları, olayları biriktiren, gösteren, kaydeden bir “Dolaylı Eylem” makinesi olarak kuruyor: “Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.”

"Kürtler Aslında..."
Uç Sağın Kürtlere Bakışı

“Kürtler Aslında...” Uç Sağın Kürtlere Bakışı’nda Bayram Koca, seküler Türkçü-Turancılar, ana akım milliyetçiler, ana akım İslâmcılar, radikal İslâmcılar olarak tanımladığı uç sağ bileşenlerinin 1945-1980 yılları arasında Kürtlere bakışını, birincil kaynakları inceleyerek ve o dönemin aktörleriyle görüşmeler yaparak inceliyor.

Pandeminin Düşürdüğü Maskeler
COVID-19 Salgınının Muhasebesi

Koronavirüs (Covid-19) pandemisinin tedirginlikle geçen ilk bir yılını çok yönlü analiz eden bu kitap, kalıcı değerde bir muhasebe niteliği taşıyor. Dünyayı ağına alan bu virüs nedir ve “nereden çıktı”? Salgının Türkiye’deki gelişme seyri nasıldı, hangi kırılma anları yaşandı? Salgın koşullarında sağlık sistemi ve sosyal güvenlik kurumları ne yaptılar, ne yapamadılar? Bakanlık ve Bilim Kurulu, nasıl bir işlev gördü? Hekim meslek örgütleri salgın karşısında nasıl tutumlar aldılar; sağlık çalışanları nasıl etkilendiler? Maske, hijyen, mesafe gibi bireysel önlemlerin, pandemiden çıkış stratejisi olarak aşının hükmü nedir? Salgını baskılama uğraşı, nasıl, toplumu ve siyasal alanı baskılamaya bahane oldu? Bu ve daha bir çok soruyu etraflı bir şekilde ele alan Pandeminin Düşürdüğü Maskeler, ısrarla, “pandeminin yüzümüze vurduğu eşitsizliklere” dikkat çekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu (1923-1924)

Faruk Alpkaya’nın kitabı Cumhuriyet’in gerçekten nasıl kurulduğunu bütün ayrıntısıyla ortaya koyuyor.

Barbarın Tarihi - Ezilenin Dini
Hikmet Kıvılcımlı'da Tarih ve Din

Özcan Eliaçık’ın önemli bir katkısı da, Kıvılcımlı’nın düşünce kaynaklarını irdelemesi. “İslam’ın Marks’ı” olarak adlandırdığı İbn-i Haldun başta olmak üzere, gerek Osmanlı-İslâm gerek Marksist ve Batılı düşünürlerden aldığı ilhamları görüyoruz. 2019’da Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin Genç Sosyal Bilimciler Ödülü’nü alan eser, sadece sınıf mücadeleleriyle ve din tarihiyle değil, insanlık tarihiyle ilgilenen herkese hitap eden geniş bir bakış sunuyor.

Faşist Yalanların Kısa Tarihi

Federico Finchelstein Faşist Yalanların Kısa Tarihi’nde günümüzdeki otoriterleşme ve faşistleşme eğilimini anlamaya çalışırken, hem Hitler ve Mussolini’nin “sıradan” yalanlar olarak görülemeyecek “mitsel” yalanlarına dair tarihsel ve felsefi bir okumaya girişiyor hem de yalanının bir hükmetme ve zulmetme aracı olarak bugünün otoriter popülist liderleri tarafından nasıl devralındığının izini sürüyor.

Yeryüzünün Lanetlileri

1961’de, Cezayir Savaşı’nda sömürgeci şiddetin zincirlerinden boşandığı bir dönemde yayımlanan Yeryüzünün Lanetlileri, o günden beri sömürgecilik karşıtı mücadelenin başyapıtlarından biri oldu. Frantz Fanon’un, sömürgeleştirilmiş insanın yaşadığı travmayı inceleyen ve bir tür siyasal vasiyeti mahiyetindeki bu eseri, Üçüncü Dünya devrimi ütopyasına da ışık tutuyordu. Fransa’da ilk yayımlandığında birkaç kez yasaklanan bu kitap, günümüzde postkolonyal çalışmaların temel referans kitabı olmaya devam ediyor.

Akıncılar Hareketi
1970'lerde İslâmcı Gençliğin Oluşumu ve Eylemi

Milli Görüş’ün 1970’lerdeki partisi olan Milli Selamet Partisi’nin gençlik örgütü Akıncılar, Türkiye’de İslâmcı gençlik hareketinin kritik bir geçiş döneminin aynasıdır. Milliyetçilikle içli dışlı “Milli Türk Talebe Birliği İslâmcılığından”, daha “yalın” bir İslâmcılığa geçiş sürecidir bu. İki etkinin, Necip Fazıl’ın ve 1979’dan itibaren İran devriminin damgasını vurduğu, onların yanı sıra yer yer dönemin canlı sosyalist hareketinden de esinlenilen bir arayış dönemi… Ertuğrul Zengin, emek ürünü incelemesinde, bu buhranlı dönemin ideolojik tartışmalarını önümüze seriyor.

Hasan Âli Yücel

Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli eğitim bakanı Hasan Âli Yücel hakkında etraflı bir biyografi.

Türkiye'nin Lanetlisi: Bir Muhalif
Fikret Başkaya ile Sohbetler

Türkiye’nin Lanetlisi: Bir Muhalif, Mete Kaan Kaynar’ın resmî ideolojiyle didişen, Kemalizmle hesaplaşan, Kürt meselesine devlet gibi değil, eleştirel-tarihsel bir perspektiften bakan, kalkınmayı ve devrim sorununu etik bir dönüşümle ve ekolojik bir duyarlılıkla ele alan Fikret Başkaya’yla nehir söyleşisinden oluşuyor.

Dünyanın Ters Köşesi
Latin Amerika: Tarih, Toplum, Kültür

Latin Amerika hakkında rehber niteliği taşıyan bu derleme, yarı kıtanın “büyülü” ve gayet de “gerçek” halini birçok cephesiyle ele alıyor: Sömürgecilik mirasının ardından sürekli ABD “müdahalesi” altında verilen bağımsızlık ve kalkınma uğraşı… Otoriter-askerî yönetim tecrübelerinden, uzun dönem bir “Latin Amerika olayı” gibi görülen popülizm ile anayasa ve rejim mücadeleleri… Sosyalizm deneyimleri… Yoksullar, kadınlar, toplumsal hareketler, dinsel akımlar… Ve bütün dünyayı etkileyen zenginliğiyle müzik, edebiyat, sinema, futbol…

Diktatörlük Sendromu

Ülkemizde Yakupyan Apartmanı romanıyla bilinen el-Asvani, Diktatörlük Sendromu adlı bu kitabında liderlerin yükselişinin şekillendirdiği siyasi ortamda, diktatörlüğe evrilme potansiyelinin nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, toplumların bu liderlere karşı nasıl “bağışıklık” kazanabileceğinin tahliline girişiyor.