Temmuz 2011 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

İmdat, öğretmenim küçüldü

“Üzerinde çok fazla düşünmeden Bayan Schmitt-Gössenwein’ı kolumdan cımbızla bir böcek alır gibi almış ve ceket cebime tıkmıştım. Cebin ağzını elimle kapadım. Cebin içinde mızırdandığını, kıpırdandığını hissedebiliyordum. Bir an önce ortadan kaybolmalıydım, birileri ne halt ettiğimi fark ederse yanmıştım.”

Modern Devleti Yeniden Düşünmek
Osmanlı Ancien Régime'i

Sultan Ahmed Camii’nden yükselen ezan Divan Yolu’nda yankılanırken, bu sesle dikkati dağılmış kapı görevlisi, ancien régime tarihçisi ve modern devlet uzmanı Alexis de Tocqueville’in sessizce yanından geçip Başbakanlık Arşivi’ne girdiğini fark etmedi. Tocqueville koridor boyunca hızlı ve uzun adımlarla yürüdü ve merdivenlerden bir kat yukarı çıkıp sola, okuma salonuna doğru ilerledi. Gidip odanın arka tarafındaki masaların en son sırasına oturdu. Bir önceki araştırmacı, masanın üzerinde bir yığın kırmızı ciltli defter bırakmıştı. Tocqueville merakla en üstte duran evrakı açtı.

Kuşaktan Kuşağa Aktarım
Çocuklarımız Çocuklarını Nasıl Eğitiyor?

Aile tarihi, kuşkusuz, kişinin değerlerinin ve sosyal alışkanlıklarının şekillenmesinde en önemli etkenlerden biri. Her kuşak, içine doğduğu ailenin aktardığı genetik ve psişik yapıya, sosyokültürel modele dayanarak sosyalleşiyor ve kendisini bu çerçeve içinde tanımlıyor. Öte yandan, bir kuşaktan diğerine geçişte, toplumsal değişime paralel olarak, pek çok ekonomik, sosyokültürel, sembolik, psikolojik ve pedagojik dönüşüm de yaşanıyor. Her kuşak, aileden devraldığı bilgiyi yeniden üreterek yeni düşünme, olma ve yapma biçimleri geliştiriyor.

Belirsizlikler Aynası
Karşı Anılar

Karşı Anılar 20. yüzyılı şekillendiren büyük tarihsel olayların birçoğuna ya aktif olarak katılmış ya da yakından tanık olmuş bir büyük yazarın, André Malraux’nun bu arka plan eşliğinde yaptığı bir çağ muhasebesi olarak okunmalıdır öncelikle. Son derece renkli, derinlikli bir politik pratik ve entelektüel hayatın kazandırdığı bilgi, deneyim zenginliği ve olgunlukla, çarpıcı anılarla harmanlanmış bir sorunun, “20. yüzyıl neydi?” sorusunun cevabını arıyor burada.

Rüya Günlüğü

"Rüyamda benim rüyalarımı gören birini görüyorsam ya da gerçek yaşamım sandığım yalnızca rüyamda gördüğüm kişinin rüyasıysa. Haluk yalnızca bir rüya kahramanıysa. Gerçekten yaşamıyorsa, soluk alıp verişi rüya icabıysa... O zaman kendimi çimdiklemem anlamsız. Birinin rüyayı göreni çimdiklemesi gerekir. Bunu benim yapmam mümkün değil.

Wansa
Irak Öyküleri

Irak Öyküleri’nde kadim bir coğrafyanın gelenek ve göreneklerinden, dinî inanışlarından beslenerek bir halkın acı ve isyanla özdeşleşen hikâyelerini aktarıyor Tecelli. Wansa adlı Yezidi kızın imkânsız aşkını ve onurlu direnişini, Bağdat’taki kadınların parasızlık yüzünden başvurdukları yöntemleri, Halepçe katliamını, canlı bombaları, kimyasal silahları anlatırken gerçeğin edebiyat aracılığıyla aktarımının başarılı örneklerini sunuyor.

Kuzey

Yokluğun bilincinden söz edemeyiz. Âşık, sevgiliyi tanımadan önce içinde bulunduğu yokluğun farkında değildir. Oradan çıkıp varlığa ermesi, kendini bilmesi ancak severek mümkün olur. Varoluşun başı döndürmesi bundandır, yıldızlı gökyüzü gibi, insanın aklını alır.

Hikâyeden Çocuk

1999, Kasım. Edirne’de bir otel. Soğuk odada, hatıra ile anının farkını defterine yazmaya çabalayan adam, yıllar evvel aklına takılan soruya; kırdığı, sevdiği insanların arasından, kitaplarından derlenmiş bir seçki ve hatıralarıyla cevap veriyor. Hikâyeden Çocuk, Onur Caymaz’ın yayımlanmış ilk yazısının üzerinden geçen on beş yılı kutluyor; kibir vesikası değil, dağınık masasının mütevazılığı olarak okunmalı