Şubat 2000 Tarihinde Tekrar Baskılar

Ankara

Millî Mücadele yıllarında hiçbir çıkar gözetmeksizin yurtları için çalışan bazı subayların ve politikacıların zaferden sonra “sermaye çevreleriyle ilişkileri” ya da “arsa spekülasyonu”, “taahhüt işi” gibi girişimlerle zenginleşmeleri, “inkılap”a boş vermeleri. Romanın kadın kahramanı Selma’nın yaşamı izlenerek Millî Mücadele inancının ateşli dönemleri ve sonrası anlatılıyor.

Bir Bilim Adamının Romanı

Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atay’ın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnan’ı anlatışı.

Bu Ülke

Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği."

Eski İstanbul'dan Hatıralar

Gazeteci Sadri Sema’nın (Aydoğdu) kaleminden, 20. yüzyılın ilk on yılının İstanbul’undan anılar, gözlemler, tasvirler. Sadri Sema’nın 1950’lerin başında bile “eski İstanbul” diye andığı bir İstanbul’dan, “birer taslak, üç beş çizgi halinde, silinmeye yüz tutmuş eski gelenekler, eski görenekler... eski tipler... eski sözler, eski sazlar...”

Kiralık Konak

İmparatorluğun çöküş çanlarının sesi işitilirken kuşaklar arasında farklılaşan değer yargılarının, yaşam biçimlerinin çatışmasını sergileyen bir roman. Seniha-Faik-Hakkı Celis üçgeni. Tedirgin, yerleşememiş insanlar topluluğunun ortak ruh halleri, aranan nedenler, bulunan farklı gerekçeler.

Kompile Hikayeler

Nihat Genç’in “Leman yazıları”ndan “kompile çekim” değilse de genişçe bir derleme. Öyküler mi? Aslında hem öykü hem deneme. Türkiye topraklarında gezinen, öykülerini bu topraklarda yaşayan insanlara ve “kök”ünden ucuna bu ülkeye dair, yer yer ateşli denemeler.

Mafya Ahlâkı
Kapitalizmin Ruhu

Adının Max Weber’in ünlü başyapıtı Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu’nu çağrıştırması boşuna değil: Arlacchi’nin araştırması, mafyanın özgün toplumsal işleyişinin, “aslında” bağdaşmadığı kapitalizmin mantığına nasıl uyarlandığını son derece ilginç örneklerle tahlil ediyor. Kitap, filmlerde, romanlarda, gazetelerde binbir suretiyle boy gösteren mafya vak’asının kaynağından canlı kesitlerle dolu.

Prens Adaları

Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada, Yassıada, Sivriada... Her adanın ismi, yakın tarihten bir şeyler çağrıştırıyor. Oysa Adalar’ın tarihi ve “tarih”le ilişkisi çok eskilere uzanıyor. Tezleriyle Hıristiyan dünyasında tartışmalar yaratmış Gustave Schlumberger’in 1884’teki İstanbul gezisinde derlediği tarih, doğa ve gündelik hayat notlarından oluşan Prens Adaları, o uzak tarihi deşmeye çalışıyor.

Prozac Toplumu

Prozac, ABD’den tüm dünyaya yayılarak milyonlarca insanın sığınağı olmuş bir “antidepresan”... Wurtzel, Prozac Toplumu’nda, çocukluğundan üniversite yıllarına, depresyonla yaşadığı birlikteliği anlatıyor. Parçalanmış bir ailenin harika çocuğu, ilk aşklar, hayalkırıklıkları, başarılarla çöküşlerin içiçe geçtiği günler, terapistler, diğer ilaçlar ve Prozac'lı hayat...

Seyr-i Sefain

Eser Tutel, Seyr-i Sefain’de Türk ticaret gemilerini anlatıyor. İlk çağrışımın aksine, hayli sıcak, duygu yüklü bir konu, Türk ticaret gemilerinin tarihi.

Tutunamayanlar

Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay “saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar."

Umrandan Uygarlığa

Cemil Meriç’in, 21. yüzyıla taşacağı anlaşılan “batılılaşma-çağdaşlaşma-uygarlık” tartışmalarına çok yıllar öncesinden katkı sağlayan, ufuk açan denemeleri, makaleleri... “İki yol var insanlık için:Kendi kendini imha veya gerçekten insanlaşmak. İnsanlık tek merkeze yönelen bir tür; öteki türler gibi dağılıcı değil. Bu biricik düşünen türün sonu, çözülüş olamaz. Mekan ve zamanı aşacak insan."

Radikal Yazıları ya da
Fakat Ne Yazık Ki Sokak Boştu

Perihan Mağden, yaklaşık iki yıldır Radikal’de yazıyor. Fakat Ne Yazık ki... Perihan Mağden’in gazetedeki köşesinde popüler kültür, ilişkiler ve ‘gündelik’ siyaset üzerine yazdıklarından seçilenlerle oluşturulmuş bir derleme. İtirafçı Sadri Alışık, yılan büyücüsü Zeki Müren, her hareketi bir ‘happening’ olan Bülent Ersoy, Barış Manço’nun ölümü ardından kolektif bir yasa duydukları hasreti gideren Avrupaî Türkler, Banu Alkan’ı ti’ye alırken kendi zayıflığını görmezden gelen çocuk bir toplum.