Emek Kitapları

İşçi Denetimi Mücadelesi
İşgal, Direniş, Üretim!

Fabrika işgal eylemlerini mevcut mülkiyet ve çalışma ilişkilerine bir müdahale olarak değerlendirerek teorik zemine oturtan Gürler, 20. yüzyılda görülen işçi denetimi ve fabrika işgal hareketlerini gerek tarihî gerek ekonomik yönleriyle ortaya koyarak çeşitli dönemlerden örnekler sergiliyor. 20. yüzyıldan 21. yüzyıla toplumsal hareketlerde yaşanan paradigma değişimini inceleyerek günümüzdeki örneklere uzanıyor: İşgal fabrikalarının ve hareketinin ortaya çıkışına zemin hazırlayan koşullara odaklanarak neoliberal küreselleşmenin işçi sınıfı üzerindeki etkilerine değiniyor. Arjantin, Brezilya, Uruguay, Venezuela gibi Latin Amerika ülkelerindeki deneyimler başta olmak üzere Yunanistan, Türkiye, İtalya, ABD, Mısır, Endonezya gibi farklı ülkelerde yaşananlara göz atıyor.

Prekarya
Yeni Tehlikeli Sınıf

Standing, “küreselleşmenin çocuğu” dediği prekarya olgusunun oluşumunu, dünyasını ve çelişkilerini büyük bir sarahatle tasvir ediyor kitabında. Prekaryanın iç ayrımlarını, tâbi olduğu sömürü mekanizmalarını zengin bir örnek dökümüne dayanarak inceliyor. Yeni  bir emek hareketi için ipuçları çıkartmaya da yarayan bir analiz bu.

Ekmek, Dükkân, Devlet: Türkiye’de Esnaf
Perşembe Pazarı Örneği

Müge Neda Altınoklu, Ekmek, Dükkân, Devlet’te Türkiye’de esnafın sınıfsal konumunun 1980’lerden itibaren hızlanan dönüşümünü inceliyor. Haksız rekabet ve mağduriyet duygusunun ağırlaştığı, “Dayanacak gücümüz kalmadı” serzenişinin rutinleştiği bir süreçte, esnafın kendisini nasıl konumlandırdığına bakıyor. Bir zamanlar “Hırdavatın Paris’i” denen İstanbul Perşembe Pazarı örneğinde, somut deneyimi gözleyerek...

Çalışma Acısı
Emek ve Eziyet Deneyimleri

Aç kalmamak, ailesini geçindirmek için hem fizikî hem manevi olarak zorluklarla mücadele etmek zorunda kalan çalışanların hikâyelerini bir araya getiren Çalışma Acısı - Emek ve Eziyet Deneyimleri hem “sınıf mücadelesi”nin bugününü daha iyi analiz edebilmek hem kapitalizmin çarpık yüzünü net biçimde görmek için sahici insan hikâyeleriyle dopdolu bir çalışma.

Büyük Madenci Yürüyüşü
Zonguldak'ın Büyük Grevi (1990-1991)

Akın Bakioğlu, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihindeki şüphesiz en “büyük” olaylardan biri olan 1991 madenci grevini ve Ankara’ya doğru çıkılan uzun yürüyüşü anlatıyor. Büyük Madenci Yürüyüşü, trajik bir cephesi de olan bu büyük direnişi, işçi sınıfının kendini inşa etme deneyiminin kurucu bir anı olarak resmediyor.

Freelance Emek
Ofissiz Çalışmanın Sınıfsallığı

Freelance Emek, “ofissizleşen” emeği anlatıyor. İnsanları evinden veya istediği yerden, istediği zaman, istediği kişilerle, istediği gibi çalışarak geçimini kazanabileceği fantezisiyle ayartarak, onlara güya özgürlük vaat eden bir emek rejimi bu. Bu sözüm ona özgürlük, 7 gün 24 saat işe koşulabilmek anlamına geliyor; üstelik “evde” olduğu için hem işveren hem hane halkının gözünde kolaylıkla görünmez hale gelen bir çalışma söz konusu. Freelance’in tasfiye ettiği iş güvencesinin yerine konan “network” (ilişki ağı) bağlantılarının da, faydacı-çıkarcı yapısıyla nasıl yalnızlaştırıcı bir evren kurduğunu görüyoruz.

Devletin İşçisi Olmak
Nazilli Basma Fabrikası'nda İşçi Sınıfı Dinamikleri

Aslıhan Aykaç, Devletin İşçisi Olmak-Nazilli Basma Fabrikası’nda İşçi Sınıfı Dinamikleri’nde, kalkınma çabalarını içeren dönemi tüm dünyadaki gelişmelerle paralel biçimde inceliyor. Özellikle işçi sınıfı oluşumunu mercek altına alıyor; sınıf ilişkilerini devlet müdahaleleriyle birlikte düşünerek değerlendiriyor.

"Bayağı Kalabalığız"
Üniversiteli İşsizliği

İşsizlik 21. yüzyılın ilk çeyreğinde istikrarlı biçimde artarken, “diplomalı işsizliği” de kitlesel bir olgu olarak yerleşik hale geldi. Esra Kaya, diplomalı işsizliğini bir toplumsal deneyim olarak bütün yönleriyle mercek altına alıyor. Bu deneyimin yaşa ve toplumsal cinsiyete göre nasıl yapılandığına da bakarak, geçim sorununun ötesinde çok yönlü bir tahribata yol açtığını gösteriyor.

Kadın Emeği
Seçme Yazılar

Kadın Emeği, Ferhunde Özbay’ın 1979-2011 arasında yayımlanmış makalelerinden oluşuyor. Dostları, meslektaşları, öğrencileri ve çalışmalarından etkilenmiş araştırmacıların sunuşları ve açıklayıcı notları, Özbay’ın uzun yıllara yayılan araştırmalarının, onun arzu edeceği şekilde kolektif bir biçimde okurla buluşmasını sağlıyor.

Demir Çelik Karabük
Bir İşçi Kentinin Hikâyesi

Sanayiyle, (şehrin futbol kulübüne de adını veren) Demir Çelik’le özdeşleşmiş bir yer, Karabük. Bir işçi şehri–muhafazakâr bir işçi şehri. Ali Karatay, son derece ayrıntılı, analitik değeri de yüksek incelemesinde, işte bunun, “sağcı, köylü ve muhafazakâr” bir işçi şehrinin hikâyesini anlatıyor.

Prekarya Bildirgesi
Hakların Kısılmasından Yurttaşlığa

Yurttaşlığın “sahici” ve “tam” olabilmesi için, sosyal ve ekonomik haklarla donanması, çalışma hakkıyla ve emeğin haklarıyla bütünleşmesi gereğini ikna edici bir açıklıkla anlatan bir kitap.

Fıtrat
İş Kazası Değil, Cinayet

Türkiye’nin son otuz yıldır geçirdiği iktisadi dönüşüm, tüm çıplaklığıyla işçi ölümlerinde çıkar karşımıza. Başarılı gazeteci İsmail Saymaz, bu cinayet mahallerine dönüp bir kez daha bakıyor, cinayetin delillerinin izini sürüyor Fıtrat’ta…

Esmer Yakalılar
Kent-Sınıf-Kimlik ve Kürt Emeği

Polat S. Alpman, “en alttakiler” olarak Kürt emekçilerin dünyasını anlatıyor bu kitapta. Onların yoğunlaştıkları İstanbul-Tarlabaşı’ndaki emek ve hayat pratiklerine bakıyor. Kürt mâdunların deneyiminde sınıf ve etnik kimlikle ilgili algıların nasıl bir ilişki içinde kurulduğunu inceliyor.

"Ne Ders Olsa Veririz"
Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü

Akademisyenlik, “sözde” saygın bir meslek; akademisyenliğe adım atanlar, hem bu saygınlığın, hem de kendi entelektüel ilgilerinin peşinden gidiyorlar. Ancak akademik “iş”te, ağır bir emek sömürüsü ve güvencesizlik var.

Camın İşçileri
Paşabahçe İşçilerinin Sınıf Olma Öyküsü

Camın İşçileri, işçi sınıfının, Türkiye tarihindeki bütün evreleri nasıl, ‘hangi bilinçle’ kat ettiğini alabildiğine canlı bir şekilde görmemizi sağlıyor. İşçilerin tek parti dönemini, DP iktidarını, 27 Mayıs’ı ve 1960 sonrası sola kayma sürecini nasıl yaşadıklarını, nasıl anlamlandırdıklarını izliyoruz tarihsel sosyolojinin cam küresinde.

Osmanlı'da İşçiler (1870-1922)
Çalışma Hayatı, Örgütler, Grevler

Osmanlı İmparatorluğu’nda işçilerin niteliği, bir sınıf olarak varlıkları ve eylemleri, tarih araştırmalarında çeşitli tartışmalara konu olmuştur. İşçi sınıfının sendika, sandık, komite gibi kendi örgütlerine değil de ağırlıklı olarak partilerin ve lider kadroların hikâyelerine odaklanan tartışmalardır bunlar.

Emeğin Tevekkülü
Konya’da İşçi-İşveren İlişkileri ve Dindarlık

Dindarlık, işçilerin ve patronların üretim sürecine bakışlarını ve karşılıklı konumlanmalarını nasıl etkiliyor? Dinsel sosyalleşme, emek sürecinde tahakküm ilişkilerine ve politik hegemonyaya elverişli bir zemin oluşturuyor mu? Yasin Durak’ın Konya Organize Sanayi Sitesi’ndeki işçi-işveren ilişkileri örneğinde yaptığı araştırma, bu temel sorular etrafında bir tartışma örüyor.

Sınıftan Sınıfa
Fabrika Dışında Çalışma Manzaraları

İşçi/emekçi kavramı, hâlâ öncelikle fabrikayı, atölyeyi, kısacası modern endüstriye özgü üretim ve çalışma ilişkilerini çağrıştırıyor. Büyük sanayi üretiminin yerini yeni teknolojilere bırakıyor olmasının, işçi sınıfını önemsizleştirdiği hatta sona erdirdiği yanılsaması, biraz da bu çağrışımdan destek alıyor. Oysa, tek varlığı emek gücü olanların sayısı artmakta.

Ameleden İşçiye
Erken Cumhuriyet Dönemi Emek Tarihi Çalışmaları

Erken Cumhuriyet döneminin emek tarihine ilişkin gelişmelerini çeşitli yanlarıyla ele alan bu kitap, genel olarak sözkonusu dönemin politik ve sosyal tahliline dönük çalışmalara katkıda bulunduğu gibi, Türkiye’de işçileşme süreçlerinin tarihindeki bir merhaleyi de aydınlatıyor.

Emek
Kaybolma Yolunda Bir Değer mi?

Çalışma, hem söylemde hem gerçeklikte, ulus için ürün zenginliğini artırma, birey için gelir sağlama, kapitalist sınıf için de kâr etme yolu oldu hep. Maddeyi insanın kullanabileceği ürünler haline getirmenin, doğayı dönüştürmenin, dünyayı insanlaştırmanın aracı olmanın yanında, emek, bireyi topluma bağlayan en önemli unsurlardan biridir.

Osmanlı'dan Cumhuriyet Türkiyesi'ne İşçiler
1839-1950

Donald Quataert ve Erik Jan Zürcher’in derledikleri bu kitapta, işçilerin durumu Selânik’ten Şam’a uzanan bir coğrafyada ve büyük dönüşümlerin yaşandığı yüz yıllık bir zaman diliminde ele alınıyor: sınıf çatışmalarının mekânı olarak loncalar, işçi hareketleri ve sınıf bilincinin doğuşu, sol harekete yönelik devlet baskısı...