#sol tarih Etiketindeki Kitaplar

Moskova-Ankara-Londra Üçgeninde
İştirakiyuncular, Komünistler ve Paşa Hazretleri

Topu topu bir yıllık bir zaman dilimi: 1920 ilkbaharından, 1921 ilkbaharına kadar... Bu kısa sürede, bu dar zamanda, “Yeni Türkiye”nin iç politik sahnesi, Londra’nın ve Moskova’nın etkileri altında nasıl biçimlendi? Emel Akal’ın kılı kırk yaran araştırması bu soruya ışık tutuyor.

Nâzım'ın Macar Toprağı

Sovyetler Birliği’nden Macaristan’a yaptığı geziler, Nâzım Hikmet için bir ferahlama fırsatı olmuştu her zaman. Hem “Macar Toprağı”nı çok sevmiş, sanki biraz “memleket havası” bulmuştu; 1955’te bir radyo mülakatında şöyle diyordu: “Macar insanları benim insanlarıma daha benziyor. Onun için Macaristan’a geldiğim zaman, biraz da memleketimin güzelliğini, hayırlı günlerini görür gibi oluyorum.”

Camın İşçileri
Paşabahçe İşçilerinin Sınıf Olma Öyküsü

Camın İşçileri, işçi sınıfının, Türkiye tarihindeki bütün evreleri nasıl, ‘hangi bilinçle’ kat ettiğini alabildiğine canlı bir şekilde görmemizi sağlıyor. İşçilerin tek parti dönemini, DP iktidarını, 27 Mayıs’ı ve 1960 sonrası sola kayma sürecini nasıl yaşadıklarını, nasıl anlamlandırdıklarını izliyoruz tarihsel sosyolojinin cam küresinde.

Ölüm Bizim İçin Değil

“Devrim” yılları. Varoluşunu, öngördüğü gelecek tahayyülüyle gerçekleştiren, mevcudiyetini “yaşanacak güzel bir dünya” ihtimaline feda etmiş bir kuşağın hikâyesi. Sol muhalefetin devrim yürüyüşü, kitlelerin bir araya gelişi, Türkiye’nin kırılmanın eşiğinde dolaştığı karışıklık yılları…

Kızıl Feministler
Bir Sözlü Tarih Çalışması

Birleşmiş Milletler 1975 yılını Dünya Kadın Yılı ilan etti. Aynı yılın Haziran ayında İstanbul’da Çeliktepe’de bir gecekonduda İlerici Kadınlar Derneği isminde bir dernek faaliyete geçti. Bu dernek üç yıl sonra Uzunköprü’den Van’a, Samsun’dan Adana’ya kadar şubeleri olan kitlesel bir kadın örgütüne dönüştü. Kuruluşundan beş yıl sonraki bilanço: 12.000 üye, 33 şube, 35 temsilcilik, son sayısı 35.000 basılan bir dergi: Kadınların Sesi...

Lice’den Paris’e Anılarım

Tarık Ziya Ekinci, 1925’te Lice’de başlayan yaşamında, Türkiye’nin yakın tarihinin tanığı ve öznesi oldu. Öncelikle Kürtlerin tarihinin... 1940’lar ve 1950’lerin gergin atmosferinde, “Kürt uyanışı” veya “Kürt aydınlanması” denen süreci yaşadı. 1960’larda ise bir Kürt aydını olarak, bu sürecin devamının aktörlerindendi.

"Bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler?"
Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar

Araştırmacı gazeteciler Gökçer Tahincioğlu ve Kemal Göktaş’ın incelemesi, 11 yıllık AKP iktidarı döneminde öğrenci hareketine dönük baskı rejiminin bir bilançosunu çıkarıyor. Bütün yönetim kademelerinin kıyıcı hoşgörüsüzlüğünden, polisin daimi “orantısız güç” uygulamasına, yargının “terörist” ve “düşman” muamelesi yapan rutinine kadar…

İsmail Beşikçi

İsmail Beşikçi, Türkiye’de “düşünce özgürlüğü” sorununun simgesidir. 1970’lerin başından bugüne dek kitaplarına, yazılarına sürekli dava açıldı, on yedi yıl hapiste yattı. İsmail Beşikçi, Türkiye’de Kürt sorununun “tabu” oluşunun da simgesidir. Kürt sorunuyla ilgili öncü çalışmaları, onun hep “mahkemelik” olmasına ve üniversitede barındırılmamasına yol açtı.

Nar Taneleri
Gayriresmi Portreler

Dün ile bugün arasındaki örtüşmenin, çatışmanın ve yüzleşmenin anlamlı olabilmesi, sosyalistlerin yakın geçmişlerinin açığa çıkartılması ile mümkün. Geçmişin bilgisinin ve deneyiminin `sol resmi tarihler`in kavramlarına terk edildiği düşünüldüğünde, o tarihin hem nedeni hem sonucu olmuş binlerce militanda içerilen hayatların ve bilgilerin açığa çıkarılması önemli.

Milli Mücadelenin Başlangıcında
Mustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm

Emel Akal, Milli Mücadele’nin “sevk ve idaresi”ni gerçekleştiren kadroları ele aldığı bu araştırmasında, sürecin büyük ölçüde İttihatçıların örgütlenmesine dayandığını ortaya koyuyor. Bu örgütlenmenin de büyük ölçüde İttihatçıların ‘komitacı’ tecrübesinden yararlanarak, yukarıdan aşağıya gerçekleştirildiğini gösteriyor.