#nüfus Etiketindeki Kitaplar

İstanbul Haneleri

1880-1940 döneminin İstanbul’u ve İstanbullu’su evlilik, aile ve doğurganlık ilişkileri açısından ele alındığında, tahmine ve kanıya dayalı çizgilerin çok dışında bir tablo çıkıyor ortaya. İstanbul, başka bir Müslüman kentinde ya da Ortadoğu kentinde rastlanmamış özgün bir modelin sahnesi olarak gösteriyor kendini.

Evliya Çelebi Diyarbekir'de

Farklı uzmanlık alanlarından beş yazarın ortak çalışmasıyla hazırlanan bu kitap, Evliya Çelebi’nin Diyarbekir üzerine yazdıklarını inceleyerek yepyeni bulgular ortaya koyuyor. Kitapta, her şeyden önce, Evliya Çelebi hakkında öteden beri tekrarlanan önyargıların nasıl oluştuğu üzerinde duruluyor. Evliya Çelebi Diyarbekir’de, Evliya Çelebi’nin yalnızca hoş ve eğlenceli hikâyeler anlatan, eseri abartılarla dolu, güvenilmez bir yazar olduğu yolundaki efsaneyi yıkıyor.

İttihat ve Terakki'nin Müslümanları İskân Politikası (1913-1918)

Türkiye’nin nüfus yapısı, büyük oranda Osmanlı’nın son döneminden mirastır. Göç ve iskânın Anadolu’nun Türkleşmesindeki önemini anlamak için kendi aile geçmişlerimize bakmamız yeterli olur. Türkiye’nin etnik ve dinsel yapısının yeniden şekillenmesi, Milli Mücadele’den çok İttihat ve Terakki’nin tam iktidar olduğu yıllara (1913-1918) denk düşer.

Türkiye Coğrafyası

Marcel Bazin ve Stéphane de Tapia’dan, Türkiye’yi çok geniş kapsamda ve detaylı bir şekilde incelerken, aynı zamanda zihinlerde yer etmiş coğrafya kavramını da değiştirebilecek nitelikte bir çalışma.

Dünden Bugüne
Aile, Kent, Nüfus

Özbay’ın çalışmalarında sınıf, cinsiyet, iktidar ve emek birarada tarihsel bir perspektif içinde yer buluyor.

Zorla Yerleştirmeden Yerinden Etmeye
Türkiye’de Değişen İskân Politikaları

Toplum mühendisliği lafının sosyal bilimlerden günlük politikaya sirayet ettiği günümüzde, bu “mühendisliğin” en etkili araçlarından olan iskân politikalarının pek az dikkat çekmesi, pek az tartışılması, çarpıcı bir çelişki. Şehircilik ve nüfus çalışmalarının ülkemizdeki önemli ustalarından Sema Erder’in kitabı, bu tartışmayı açıyor.

Avrupa'da ve Türkiye'de Sağlık Politikaları

Sağlık hizmetleri, devletin vatandaşlarına karşı taşıdığı sorumlulukların daima başında gelir. Ama bu hizmetler, nüfusun kaçta kaçını kapsar, kimleri ‘görmezden gelir’? Gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde, sağlık bir vatandaşlık hakkına dönüşürken, dünyanın öteki bölgeleri de bu reform “rüzgârlarına” kapılıyorlar. IMF ile Dünya Bankası’nın da desteklediği bu insanî tutumun gerçek nedeniyse, insanları küresel piyasa oyununda tutmak.