#istanbul Etiketindeki Kitaplar - 2. sayfa

Beyoğlu

Türkiye’de yaşayan hemen herkesin, görmese bile adını bildiği Beyoğlu, dünü, bugünü ve yarınıyla anlatılıyor. Kitap, kısa sürede tükenen ilk baskısına ilave olarak, “Beyoğlu argosu sözlüğü” ve 16 sayfalık özel albümle zenginleştirildi.

Bir Zamanlar Kadıköy

Kadıköy eskiden bugün tanıdığımız cehennem değildi. İstanbul’un en çok değişen semti, bugün kaybolup gitmiş köşkleriyle, yitirdiğimiz yazarlarıyla, unutulmaya yüz tutmuş yaşantılarıyla “son Kadıköylülerden” Adnan Giz’in kaleminden.

Eski İstanbul

Ahmet Refik Altınay, ardında kırkbeş kitap ve yüzelli cildi doldurabilecek kadar yazı, not, makale bırakmış bir araştırmacı; döneminin en “popüler” tarihçisi. Altınay`ın Eski İstanbul`u, 15.-16. yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna uzanan geniş bir zaman diliminde “şehir”deki gündelik hayatı anlatıyor: Fatih’in padişah sofrası için yapılan alışveriş, kahvenin ve tütünün İstanbul maceraları, leylak ve lalenin İstanbul’a kök salış hikâyeleri, oduncular, marangozlar, çoğunluk iken azınlık olanlar, çarşılar, havalı kadınlar, arabacılar.

Eski İstanbul'dan Hatıralar

Gazeteci Sadri Sema’nın (Aydoğdu) kaleminden, 20. yüzyılın ilk on yılının İstanbul’undan anılar, gözlemler, tasvirler. Sadri Sema’nın 1950’lerin başında bile “eski İstanbul” diye andığı bir İstanbul’dan, “birer taslak, üç beş çizgi halinde, silinmeye yüz tutmuş eski gelenekler, eski görenekler... eski tipler... eski sözler, eski sazlar...”

İstanbul Kazan Ben Kepçe

Tamamlandığında İstanbul’u temel alan bir gündelik hayat ve sosyal tarih ansiklopedisi niteliği kazanacak Sermet Muhtar Alus Kitapları’nın ilki... Alus’un 1938-39 yıllarında Akşam gazetesinde tefrika edilmiş yazılarından derlenen bu kitap, eski İstanbul’un semtlerini ve insanlarını anlatıyor.

İstanbul Nasıl Eğleniyordu

Haliç kıyılarındaki ilk eğlence odakları, Sultan Süleyman devrindeki ünlü yosmalar, Kağıthane alemleri, şehevî raks, köçekler, kadın aşıklar... Kısaca, geçmiş yüzyıllar İstanbul’unun eğlence hayatında panoramik bir gezinti.

İstanbul'da Gündelik Hayat

Nüfus, cemaatler, tarikat faaliyetleri, esnaf gelenekleri, eğlence kültürüyle Osmanlı dünyasının merkezi İstanbul ve İstanbul’da yaşayanların, İstanbullu olanların kimlik arayışları... Yeniçeriler’in, Mevlevî dervişlerinin, Beyoğlu levantenlerinin ve diğerlerinin kültürle, şehirlerle, mekanlarla alışverişleri; hayatlarına çizdikleri çizgilerle paylaşım alanı dışında bıraktıkları.

İstanbul'dan Sayfalar

İstanbul’u, kenar mahallelerinden surlarına, kahvelerinden kütüphanelerine, mezarlıklarından meyhanelerine gezmiş, tanımış bir “İstanbulsever”den hem araştırma hem sohbet... Babıali’den aydın portreleri, Beyoğlu’nda Venedik Sarayı, Fransız Devrimi’yle İstanbul’un ilişkisi, Gümüşsuyu-Taksim hattından son yüzyılın panoraması; İlber Ortaylı’nın gözünden, az bilinen bir İstanbul.

Kahvenin Öyküsü

Henüz cezveye girmemiş ve de pişmemişti ki, iki Arap tarafından gizlice İstanbul’a getirildi. Ve kahvenin ilginç öyküsü böyle başladı. Önce yasaklandı, hatta cezalandırıldı içenler; ama yeraltına indi, illegal tüttü bu kez cezveler. Bir ara “Kahve içen erkeğin karısı boş düşe!” diye fetvalar bile verildi. Bakıldı ki bu tiryakiliğin önüne geçilemiyor, yasallaştırıldı saray ve şeriat erkanınca; böylece özgürlüğe kavuştu tiryakiler.

Masal Olanlar

Sermet Muhtar Alus,1932 yılında Akşam gazetesinde yayımlanmış yazılarının derlemesinden oluşan bu kitapta, kendi döneminin “nostaljik” ruhunu yansıtıyor. Bir zamanların gündelik hayatını, o günleri yaşayanların ağzından anlatıyor.

Şehir Düştü

Tarihsel bir dönüm önemindeki bir olayın, İstanbul’un fethinin, görgü tanığı bir tarihçinin kaleminden anlatımı. Kaçınılmaz olan, zaten başlı başına bilgi değeri de taşıyan öznellikleriyle, nesnel ve olgusal bir gözlem. Yüzyıllar ötesinden gelen bu kitap, aynı zamanda Ortaçağ’ın savaş ve enformasyon teknolojisi hakkında fikir edinmeyi sağlıyor.

Dijital Politik Fanteziler

Itır Akdoğan Dijital Politik Fanteziler’de salt kuramsal çerçeveyle yetinmeyip, farklı çevrelerden ve gruplardan insanlarla yaptığı derinlemesine görüşmeler aracılığıyla insanların kendi toplumlarındaki değişimde iletişim teknolojilerinin rolünü nasıl algıladıklarını etraflıca inceliyor.

Beyaz Yollar Mavi Deniz / Deli Saraylı

Fikret Adil, İstanbul dizimizde kendisine özel altbaşlık ayırdığımız bir yazar. Mavi Deniz Beyaz Yollar’ın, Fikret Adil’in kitapları arasında bile özel yeri var. İstanbul’dan başlayan bir Ege-Akdeniz yolculuğunun Fikret Adil üslubuyla anlatımı. Deli Saraylı, ise bir Fransız oyun yazarının, Jean Giradoux’nun Chaillot’lu Deli Kadın oyununun Fikret Adil tarafından İstanbul ve İstanbullulara uyarlanmış hali.

Onikiler

İstanbul aşığı Sermet Muhtar Alus’tan bir “şehir romanı”... 1935 yılında Cumhuriyet’te tefrika edildikten sonra arşivlerin tozlu raflarında unutulan bu kadri bilinmemiş eser, İletişim Yayınları tarafından günışığına çıkarılıyor. Sermet Muhtar, hem yazıp hem resimlediği bu güzel eserinde İkinci Abdülhamid sonrası İstanbul’unu, “o devrin eşi emsali bulunmaz kaldırım kabadayısı, Onikiler denilen haşerat güruhunun reisi ve elebaşısı Arap Abdullah’ın maceraları eşliğinde anlatıyor.

Seyr-i Sefain

Eser Tutel, Seyr-i Sefain’de Türk ticaret gemilerini anlatıyor. İlk çağrışımın aksine, hayli sıcak, duygu yüklü bir konu, Türk ticaret gemilerinin tarihi.

Gemiler... Süvariler... İskeleler...

Titizliğiyle tanıdığımız gazeteci yazar Eser Tutel, yaklaşık 30 yılını verdiği, zahmetli, ama zahmetine değen araştırmasını, bu üçüncü kitapla noktalıyor. Diğer ikisi, -Şirket-i Hayriye ve Seyr-i Sefain- geçtiğimiz yıllarda yine İletişim Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Eser Tutel, hiçbirimize fark ettirmeden "koca" bir sivil denizcilik tarihi armağan ediyor bu üç kitabıyla.

Eski İstanbul Yaşayışı

Musahipzade Celal’in, İstanbul’daki geleneksel gündelik hayatı tasvir eden zengin bir folklor çalışması. Çocukluk yaşantısından ticaret ve alışveriş ilişkilerine, eğlencelere kadar, günlük hayatın çeşitli çehreleri hakkında, büyük tiyatro adamının canlı anlatımı. Yaklaşık 200 resim ve çizim bu dolgun kitabı süslüyor.

Vatanım Yok Memleketim Var
İstanbul Rumları: Mekân-Bellek-Ritüel

Kitap, öncelikle ve esasen İstanbullu olan Rumların algı ve duygu dünyasına bir pencere açıyor. İstanbul’un, İstanbullu olmanın Rum-Ortodoks kimliğinin inşasındaki yerini, bu kimliğin mekânda, mitlerde, ritüellerde ve bellekteki yeniden üretimini anlatıyor, anlattırıyor.

Türk Metinlerinde
Konstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri

Türkler “Kostantiniye”yi 1453’te fethettiler ve şehrin kuruluşuna ve o vakte kadar sembolik merkezi kabul edilen Ayasofya’ya ilişkin bir efsane geliştirdiler. Bu efsane, Bizans, Arap, hatta Helen yazılı metinlerindeki temalardan örülüydü. Araştırma literatürünün yıllardır tanıdığımız isimlerinden Stefanos Yerasimos, bu efsanenin imparatorluk tartışması ve ideolojisi ile ilişkisini araştırıyor. Osmanlı padişahları, Bizans başşehrinin temel sembolü Ayasofya’yı yeniden değerlendirerek, hatta anlamlandırarak, Bizans imparatorlarının projelerini sürdürme zorunluluğunu mu hissetmişlerdi? Yoksa lanetli şehir Kostantiniye ebediyen yok mu edilmeliydi? Stefanos Yerasimos, efsanenin oluşumunu ve gelişme aşamalarını inceleyerek, metinleri tahlil ederek ve tarihî bağlamla çelişkilerini araştırarak, bu efsaneyi yeniden ayakları üstüne oturtuyor.

Mekân, Kültür, İktidar
Küreselleşen Kentlerde Yeni Kimlikler

Günümüzde büyük metropoller, küresel/yerel eksende yeniden şekillenen iktidar ilişkilerinin ana halkasını oluşturuyor. Küreselleşme diye adlandırılan çapraşık ve çok yönlü iktidar ilişkileri ağı büyük metropollerde düğümleniyor, kendini yeniden üretiyor, derinleşip yayılıyor. Elinizdeki kitapta yer alan çalışmalar, küreselleşmenin öteki yüzünü, aşağıdan, yerelin merceğinden görünenleri aktarıyor.

Esmer Yakalılar
Kent-Sınıf-Kimlik ve Kürt Emeği

Polat S. Alpman, “en alttakiler” olarak Kürt emekçilerin dünyasını anlatıyor bu kitapta. Onların yoğunlaştıkları İstanbul-Tarlabaşı’ndaki emek ve hayat pratiklerine bakıyor. Kürt mâdunların deneyiminde sınıf ve etnik kimlikle ilgili algıların nasıl bir ilişki içinde kurulduğunu inceliyor.

Kent, Aile, Tarih

Elinizdeki kitap, Alan Duben’in son otuz yılda yazdığı makalelerin bir kısmını biraraya getiriyor. Kitabın ilk bölümünü oluşturan makalelerde, yazarın Türkiye’nin çeşitli kentlerinin (İstanbul ile Adana ve Mersin) gecekondu mahallerinde yürüttüğü araştırmaların sonuçları, konuyla ilgili teorik meseleler bağlamına yerleştirilerek ortaya konuyor: Mahalledeki sınıflaşma olgusunun farklı ceamaatlerle (özellikle Sünni ve Alevi cemaatleriyle) ve hemşehrilik bağlarıyla ilişkisi; gecekondu sahibi olma sürecinin enformel ekonomideki toplumsal rasyonalitesi ; Türkiye kentlerinde aile ve akrabalığın önemi ve kentleşmeyle bağlantısı...

Mazlum ve Makul
İstanbul Süryanilerinde Etno-Dinsel Kimlik İnşası ve Kimlik Stratejileri

Mazlum ve Makul, mazlumluğun ziyadesiyle müsamahakâr bir makuliyetle sarmalandığı bir görünmezliğin ve sessizliğin perdesini aralıyor.

Beynelmilel İşçiler İttihadı
Mütareke İstanbul’unda Rum Ağırlıklı Bir İşçi Örgütü ve TKP ile İlişkileri

Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş bu yeni baskının ilk bölümünde, Mete Tunçay’ın Türkiye’de Sol Akımlar-I (1908-1925) çalışmasında yer alan belgeler incelenirken, Türkiye’de Sol Akımlar’ın yayımlanmasından sonra erişilen kimi bilgilerle eldeki veriler zenginleştiriliyor. İkinci bölümde ise Komintern arşivinden ulaşılan yeni belgeler sunuluyor.