#edebiyat Etiketindeki Kitaplar

Güçlük Nerede?

Orhan Şaik Gökyay’ın çeşitli dergi ve yıllıklarda yayımlanmış makalelerini kronolojik olarak biraraya getirerek yayıma hazırladığımız üç ciltlik Seçme Makaleler elinizdeki kitapla tamamlanıyor. Daha önce yayımladığımız Eski, Yeni ve Ötesi ile Kim Etti Sana Bu Kârı Teklif’te olduğu gibi Güçlük Nerede? kitabında da; dil, edebiyat, folklor, tarih ve edebiyat tarihi araştırmalarıyla düşünce ve kültür dünyamıza büyük katkılarda bulunmuş olan Orhan Şaik Gökyay’ın konulara hâkim, kaynaklara dayalı, derin dil ve tarih bilgisiyle yüklü, titizlikle, adeta oya işler gibi işlenmiş makalelerini, bilgisizliğe, laf ebeliğine karşı giriştiği amansız polemikleri okuyacak, “destûrsuz bağa girenler”i nasıl hırpaladığını gözleyeceksiniz.

Bukalemun Erkek

Ataerkillik, gerek bilimsel dilde gerekse günlük dilde ‘uluorta’ kullanıldığı için anlam kaybına uğramış bir kavram. Kimi zaman fazla geniş kullanılıyor, kimi zaman fazla dar. Kimi zaman -“maçoluk” eşliğinde- küçümseyici, aşağılayıcı bir ifade olarak kullanılıyor, kimi zaman da ‘teknik’ bir terim olarak uzmanlık jargonuna sıkışıyor.

Osmanlı Kapısında Büyümek
Ahmet Mithat Efendi'nin Hikaye ve Romanlarında Gayrimüslim Osmanlılar

Toplumunun tüm kesimlerine ve meselelerine duyarlı olan Ahmet Mithat Efendi, eserlerinde Osmanlı’nın çok milletli yapısını yansıtmıştır. Osmanlı Devleti’nin pek çok sorunla yüz yüze kaldığı, reformlarla Batı karşısında siyasî bütünlüğünü ve varlığını sürdürmeye çalıştığı bir dönemde yazmış, bu sorunlara cevap aramıştır. Gayrimüslim nüfusun da önemli bir mesele olarak ortaya çıktığı süreçte, sorunu “Osmanlılık” üst kimliği içinde çözmek gerektiğini savunmuştur.

Ana Metne Taşınan Dipnotlar
Türk Edebiyatı ve Kültürlerarasılık Üzerine Yazılar

Kültürel özcülük ve milliyetçilikten uzak başka bir edebiyat tarihi anlayışı yaratmak mümkün mü? Mignon bu sorudan yola çıkarak, karşılaştırmalı edebiyat ve Türk edebiyatı tarihi çalışmalarında ismine yalnızca dipnotlarda rastlanan edebiyatçı ve düşünürleri ana metne taşıyor; bunu yaparken de edebiyat tarihi konusunda şimdiye kadar tartışılmadan kabul görmüş bazı görüşleri sorguluyor.

Galata Köprüsü

Galata Köprüsü, altıyla üstüyle Köprü’yü ama “eski ve hakîki” Köprü’yü özleyenlerin kitabı. Necdet Sakaoğlu’ndan “Haliç Köprülerinin Kısa Tarihi”, Refik Durbaş’ın Köprü üzerine yazıları ve Köprü’yü yazarken kentin de tarihine renk savuranlar: Sait Faik’ten Orhan Veli’ye, Fazıl Hüsnü’den Can Yücel’e, Yaşar Kemal’den Nazım Hikmet, Mehmed Kemal ve Refik Halid’e lokma lokma Köprü tarihi...

Ayvalık ve Venezis
Yunan Edebiyatında Türk İmajı

Herkül Millas, bu kitabıyla bir ilke imza atıyor. Bugüne kadar, her iki yakada yaşayanlar birbirleri hakkında siyasetçileri aracılığıyla ağızlarına geleni söyledi. Ama, bu gündelik politik ihtiyaçlara cevap veren karşılıklı bir “lâf atma” kültürüydü. Millas, Ayvalık ve Venezis’le ilk kez, Ege’nin karşı yakasında yazılan edebiyat metinlerinde Türk “imajı"nın ne olduğunu ortaya çıkarıyor.

Çağdaş İran Edebiyatının Doğuşu ve Gelişmesi

Profesör Mehmet Kanar’ın bu çalışması, İran’daki toplumsal ve kültürel alanlardaki yenileşme hareketleri ile filizlenen modern İran edebiyatının doğuşundan günümüze kadar gelişmesinin kapsamlı bir panoramasını veriyor. Kitap bu kapsamıyla, bir ilke de imza atıyor.

Kara Kitap Üzerine Yazılar

Çağdaş Türkçe edebiyatın en çok tartışılmış romanlarından Kara Kitap üzerine, Türkiye’de ve kitabın yayımlandığı diğer ülkelerde kaleme alınmış olumlu-olumsuz eleştirilerden, inceleme yazılarından oluşan bir derleme. Zaten pek güçlü olmayan eleştiri geleneğimizin “tanıtımcılık” karşısında iyice sindiği bir dönem için istisnai nitelik taşıyan otuz yazı, otuz imza.

Dostoyevski

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski, edebiyat otoritelerinin dünyanın en büyük romancıları arasında baş sıraya yerleştirdiği bir isim. Eserleriyle modern psikolojinin gelişimine kapı araladığı gibi, 20. yüzyıl edebiyatına da damgasını vurmuş; ancak birkaç kuşağın katedeceği fikrî mesafeyi ve değişimi bir insan yaşamına sığdırabilmiş müstesna bir kişilik.

Eski, Yeni ve Ötesi

Orhan Şaik Gökyay’ın makalelerinden ve inceleme yazılarından oluşan bir “geniş yelpaze” derlemesi. Konular ve isimler pek popüler değil ama zaten bu hiç önemli değil: Gölpınarlı’dan Yahya Kemal’e, “Anıtkabir Senaryosu”ndan Sohbetname’ye, Yunus Emre’den Nasihatü’s-Salatin’e, Evliya Çelebi’den Şeyh Bedreddin’e, Mehmet Akif’ten Fahir İz’e, edebiyat üzerine “edebî” yazılar.

İstanbul Nasıl Eğleniyordu

Haliç kıyılarındaki ilk eğlence odakları, Sultan Süleyman devrindeki ünlü yosmalar, Kağıthane alemleri, şehevî raks, köçekler, kadın aşıklar... Kısaca, geçmiş yüzyıllar İstanbul’unun eğlence hayatında panoramik bir gezinti.

Edebiyattaki İktisat

Edebiyattaki İktisat kitabı, edebiyat ve iktisat alanları arasındaki ilişkinin çeşitli yansımalarını, bu defa edebiyat eleştirmenlerinin değil iktisatçıların gözüyle inceleyen makalelerden oluşuyor.

Edebiyatın Taşradan Manifestosu

Taşranın edebiyata (ve düşünceye ve sinemaya) akıttıklarına, edebiyattan taşraya akanlara dair denemeler.

Tarih ile Edebiyat Arasında
Burjuva

Roman denilen metin türünde burjuva kültürünün izi ve etkisi neleri değiştirmiştir? Daha önce “o” anlamlarıyla okunmamış ya da “o” anlamları baskın olmamış kelimelerin içerikleri nasıl değişmiştir?

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 9 / Dönemler ve Zihniyetler

Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce dizisi Dönemler ve Zihniyetler cildi ile tamamlanıyor. 19. yüzyılda başlayan Osmanlı-Türk modernleşmesi ve bunun siyasal düşünce âlemi üzerindeki etkisi farklı kaynak tartışma, aktör ve hareketlerle ortaya konuyor. Dönemler ve Zihniyetler bu süreç içerisinde yaşanan farklı tartışmaları ve bu tartışmaların aktığı farklı mecraları bir araya getirirken, siyasal düşünce dünyamızın zenginlik, farklılık ve “araz”larının bir dökümünü sunuyor.

Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar

Kitapta yer alanların daha sonraki hayatları, eserleri, aldıkları ödüllerle güncellenen Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar edebiyatçılarımıza dair yeni ufuklar açan bir kitap.

Onikiler

İstanbul aşığı Sermet Muhtar Alus’tan bir “şehir romanı”... 1935 yılında Cumhuriyet’te tefrika edildikten sonra arşivlerin tozlu raflarında unutulan bu kadri bilinmemiş eser, İletişim Yayınları tarafından günışığına çıkarılıyor. Sermet Muhtar, hem yazıp hem resimlediği bu güzel eserinde İkinci Abdülhamid sonrası İstanbul’unu, “o devrin eşi emsali bulunmaz kaldırım kabadayısı, Onikiler denilen haşerat güruhunun reisi ve elebaşısı Arap Abdullah’ın maceraları eşliğinde anlatıyor.

Bir Muamma: Sanat Hayat
Aforizmalar

Bu kitap bir sanat-hayat aforizmaları seçkisi. Bir başı veya sonu yok. Her açtığınızda keyfinizce karıştırabilir, istediğiniz yerini seçip okuyabilirsiniz.

Don Kişot'tan Bugüne Roman

Türk ve dünya edebiyatının en önemli yazarları ve kaleme aldığı unutulmaz metinleri arasında keyifli bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? Bu eşsiz yolculukta size roman geleneğinin atası kabul edilen Cervantes’ten başlayarak, Batı romanına adını yazdıran Laurence Sterne, Denis Diderot, Henry Fielding, Emily Bronté, Charles Dickens, Joseph Conrad, Joseph Conrad, James Joyce, Alain Robbe-Grillet, Italo Calvino gibi yazarlar eşlik edecek; bu gezinin Türkiye etabında ise rehberleriniz Ahmet Mithat, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay, Adalet Ağaoğlu, Latife Tekin ve Orhan Pamuk gibi usta kalemler olacak.

Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet
Edebiyat, Medya, Siyaset

Halkevleri sahnelerinden ve Halide Edib Adıvar, Peyami Safa, Yakup Kadri Karaosmanoğlu romanlarından Turgut Özakman’ın popüler milli hamaset metinlerine ve 12 Eylül filmlerine uzanan tarihsel seyirde, milliyetçiliğin cinsiyet hiyerarşisiyle eklemlenmesinin analizi...

Adana'ya Kar Yağmış
Adana Üzerine Yazılar

Adana, hiçbir zaman herhangi bir vilâyet olmadı. Kendine mahsus ve 'dik'ti. 'Esprisi' olan bir yerdi. Tantanası olan bir yerdi. Behçet Çelik elinizdeki kitabın Sunuş'unda belirtiyor; Adana'yı çağrıştıran öyle çok imge var ki: Sıcak, pamuk, portakal, pamuk işçileri, tekstil, kebap, şalgam, kabadayılık, küfür, edebiyat... Veya, Can Kozanoğlu'nun 'dışardaki' Adanalı karikatürü hakkında söyledikleri: Zengin, kaba, küfürcü, kavgacı, âlemci, eğlenceli, erkek…

Postmodernitenin Kökenleri

Postmodernizm, son yıllarda sürekli her alanda karşımıza çıkıyor. Sanattan toplumsal bilimlere, mimarlıktan sinemaya, hatta darbelere kadar pek çok alanda bu kavram kullanılıyor. Peki herkesin kolaylıkla kullandığı bu kavramın kökenleri nelerdir? Bir fikir olarak postmodernitenin kaynakları, mekânsal, siyasal ve entelektüel bağlamında nasıl değerlendirilmeli?

Türk Edebiyatı ve Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)
Propagandadan Milli Kimlik İnşâsına

Birinci Dünya Savaşı, ülkemizde yeterince araştırılmamış bir konudur. Bu savaş ile edebiyat ve propaganda arasındaki ilişki ise neredeyse bütünüyle ihmal edilmiştir. Erol Köroğlu’nun kitabı işte bu boşluğu dolduruyor. Propaganda alanındaki başarının ülkelerin gelişmişliğine göre değiştiğine işaret eden yazar, Osmanlı Devleti’nin bu yöndeki çabalarını ve başarısızlığını derinlemesine araştırıyor.

Kadınlar Dile Düşünce
Edebiyat ve Toplumsal Cinsiyet

Herkes dile düşer, kadınlar da erkekler de... Ama ataerkil ideolojiler tarafından dil ötesi bir mahremiyet alanına hapsedilen kadınların, kamusal alanda görünür olunca kendilerini rezil ettikleri düşünüldüğünden, “dile düşmek” deyimi en çok onlara yakıştırılır. Üstelik, erkekler tarafından yapılmış bir dil içinde yaşamak zorunda oldukları ve simgeleştirilip başka şeyler hakkında konuşmanın aracı yapıldıkları için, hep “erkek dili”ne düşer kadınlar.